2020 biterken yine eşit değiliz!

Seçil Sezen
Son YazılarıSeçil Sezen (tümünü gör)


Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği’nin Mersin ili verilerine göre (2019-20) eğitim, iş ve karar mekanizmalarına katılımda erkekler ve kadınlar arasındaki eşitsizlikler sayısal verilerle göz önüne serilmektedir.

2019 yılı TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun %49,8’ini kadınlar, %50,2’sini erkekler oluşturdu. Yani bu verilere göre toplam nüfusu çok küçük bir farkla erkeklerle kadınlar bölüşmüş durumda. Fakat bu eşitliğe yakın bölüşmeye rağmen haklara, fırsatlara, eğitime ve istihdama ulaşmakta kadınlar ve erkekler arasında hem nicel hem de nitel olarak ortaya konulan eşitsizlikler var. Kadınlar ve erkekler arasında var olan bu eşitsizlikleri cinsiyet ayrımları üzerinden değerlendirdiğimizde toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikler olarak kavramsallaştırabiliyoruz. Kadınları evindeki özel yaşamında ya da dışarıdaki sosyal yaşamında hak, iş, sorumluluk, norm, eğitim alanlarında erkekler ile karşılaştırdığımızda kadının daha dezavantajlı konumda olduğunu hem görüyor hem de bizzat yaşıyoruz.

Adana ve Mersin bölgesinde, 2019 yılı kadınların istihdamı TÜİK verilerine göre, 15 ile 64 yaş arası kadınların iş gücüne katılım oranları erkeklere göre oldukça azdır. Kadınların yüzde 36.3’ü, erkeklerin ise yüzde 73.8’i iş gücüne katılmaktadır. Kadınların yüzde 30.9’u, erkeklerin ise yüzde 65,9’u istihdamdan yerini almaktadır. Kadınlar ve erkekler arasındaki işsizlik oranlarına baktığımızda ise kadınların yüzde 15’i, erkeklerin ise yüzde 10.7’si işsizdir. Türkiye genelinde, kadınlar ve erkeklerin aldıkları ücretler arasındaki farklar göz önünde bulundurulduğunda, cinsiyete dayalı ücret farkı erkeklerin lehine olarak açıklandı. Kadınlar tüm eğitim düzeylerinde erkeklerden daha düşük ücret aldı (Kazanç Yapısı Araştırması, 2018). Aynı iş yerinde, aynı iş dalında olmalarına, aynı işi yapmalarına rağmen erkekler kadınlardan türlü meşrulaştırma faktörleri sunularak daha fazla ücret almaktadır.
Karar mekanizmalarında kadınlar ve erkeklerin temsiliyet durumlarına baktığımızda kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizlik sayısal oranlarla kendini göstermektedir. Mersin Büyük Şehir Belediyesi meclis üyelerinin 73’ü erkek, 6’sı kadındır. Mersin iline bağlı 13 ilçenin belediye başkanlarının tamamı erkektir. Ayrıca Mersin ili ve ilçelerinin belediyelerinin hiç birinde eşitlik birimi bulunmamaktadır. Bunların sonucunda da toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı kent çalışmaları geri plana atılmaktadır. Kadınların erkeklerle kıyaslandığında kent yaşamında daha riskli koşullarda yaşadığı ve daha dezavantajlı durumlarla karşılaştığı bir kent yaşamı ortaya çıkmaktadır.

Mersin ilinde 15 yaş üstü erkekler ile kız çocukları ve kadınların eğitim fırsatlarından yararlanabilme oranlarına baktığımızda TÜİK 2019 verilerine göre erkeklerin yüzde 0.7’si, kız çocukları ve kadınların ise yüzde 3.9’u okur yazar değildir. Toplamda 26.990 kadın okuma yazma bilmemektedir. Kız çocuklarının ve erkek çocuklarının eğitimlerine devam etmemeleri durumunda onlara sunulan alternatifler de onların gelecekleri üzerinde oldukça farklı sonuçlar doğurmaktadır. Örneğin, erkek çocuklara okula devam etmedikleri durumlarda uzmanlaşıp iş gücüne katılabilecekleri imkânlar sağlanır, çırak olarak meslek edinebileceği bir işe başlatılır. Kız çocuklar ise ev içinde ev işçisi olur ve evlendirilir. Erkekler böylelikle dış dünyaya açılır ve güçlenir, kızlar ev içine kapatılarak dış dünyaya karşı güçsüzleştirilir.

Neden Yerel Yönetimlerde Eşitlik Birimlerinin kurulmasında ısrarcıyız?

Yerel yönetimlerdeki toplumsal eşitlik birimleri dezavantajlı grupların cinsiyet, ırk, din vb. ayrımlara gitmeden eşit şartlarda var olan hizmetlerden ve kaynaklardan yararlanmalarını, yerel yönetimlerin karar alma mekanizmalarında eşit söz hakkına sahip olunmasını ve özellikle cinsiyet ayrımcılığını önlemeyi hedefler. Bu nedenlerle ve ayrıca yerel yönetimlerin kamuyu temsil ettiğini düşündüğümüzde, sivil toplum kurumlarıyla kamu iş birliğinin sağlanması ve güçlendirilmesi için oldukça önemlidir. Kurulmasını acilen istediğimiz ve belediye bünyesinde eşitlik birimi hali hazırda mevcut olanları desteklediğimiz toplumsal eşitlik birimleri, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sürekli gündemde tutulmasına katkı sağlayacaktır. Mersin ili ve ilçe belediyelerinin henüz hiç birinde bu birimlerin kurulmuş olmaması kadın örgütleri tarafından eleştirilmektedir ve kurulması için de iş birliği veya destek sağlanmaya çalışılmaktadır. Yerel yönetimlerin eşitlik birimlerini kurması ve kadın, LGBTİ+ örgütleri gibi aslında dezavantajlı grupları kapsayan örgütlere karar mekanizmalarında yer açması böylece katılımcı belediyecilikte büyük bir adım atılması ekonomik, sosyal ve kültürel ayrımcılıklara maruz bırakılan kadın, çocuk, genç, yaşlı, engelli, azınlık, LGBTİ bireyler, göçmenler, mülteciler ve sığınmacılara yönelik belediye politikaları ve hizmetlerinin geliştirilmesini, hizmetlerin çeşitlenerek şekillenmesini sağlamak ve toplumsal eşitsizlikleri ortadan kaldırılmasını, her türlü ayrımcılığa karşı kent politikalarının uygulanmasını sağlayacak.


Önerimiz, yerel yönetimlerin eşitlik birimlerini kurmadan önce ve kurduktan sonra yereldeki sivil toplum örgütleriyle birlikte danışma toplantıları düzenlemesi ve örgütlerin taleplerini, kentteki yaşamda karşılaştıkları özellikle eğitim, sağlık, ekonomik, hayata katılım, karar alma mekanizmalarına katılım, şiddet ve nefret suçları ile mücadele ve kentsel hizmetler alanında alanda çalışırken yaşadıkları zorlukları ve sorunları birlikte tespit etmeleri, bu sorunlara önerilen çözümleri dikkate alarak belediye hizmetlerini şekillendirmeleridir.

Paylaş

İlgili Yazılar