Antalya’daki cinsel istismar davası ülkenin dört bir yanında büyük tepki uyandırdı. Ancak bu tepkiler sırasında çocuklara ait bilgi ve belgelerin paylaşılması başka tepkileri de doğurdu. Hukukçular, sosyal medyada ve haberlerde paylaşılan belgelerle çocuğun üstün yararı ve mahremiyetinin ihlal edildiğini belirterek; önceliğin çocukların üstün yararı, unutulma hakkı ve kişilik hakları olması gerektiğine dikkatleri çekti.
Haber- Fatoş Sarıkaya
Kamuoyunda Elmalı davası olarak bilinen ve yargılaması, Antalya Ağır Ceza Mahkemesi’nde hala devam eden cinsel istismar dosyası ile ilgili belgelerin sosyal medyada hızla yayılmasına hukukçular tarafından tepki gösteriliyor. Ülkedeki birçok baro konuya ilişkin açıklama yaparak, sosyal medyada paylaşım yapan herkesin ve haber yapan tüm yayın kuruluşlarının önceliklerinin çocuğun üstün yararı, unutulma hakkı ve kişilik hakları olması gerektiğini vurguladı. Son olarak da İzmir Barosu, çocuklara ilişkin bilgi ve belgeleri sızdıran kişilere karşı hukuki süreç başlatacağını duyurdu.
Av. Düzen: Oluşturulan linç kültürüne karşı dikkatli olmalıyız
Konuyla ilgili Kadından Haber’e konuşan Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Avukat Burcu Düzen, söz konusu davada delil niteliğinde olan belgelerin ve sanıkların kişisel bilgilerinin hızlıca yayılarak bir linç kampanyası boyutuna ulaştığını söyledi. Delillerin ve kişisel bilgilerin paylaşılmasının suç olduğunu hatırlatan Düzen, “ Çocukların pedagog eşliğinde istismarı anlattıkları resimlerin, yazılarının paylaşılması; sanıkların isim, soyisim, fotoğraf, telefon ve T.C. kimlik bilgilerine kadar yayılması açıkça suç teşkil ediyor. Hatta dava hakiminin kimliğini belli etmeye kadar gitti iş. Tüm bu ifşaları doğru bulmuyorum. Henüz sonuçlanmayan bir dava varken sanıkların masumiyet karinesini de göz önünde bulundurarak hareket etmenin doğru olduğunu düşünüyorum. Şuan çok ciddi bir linç kültürü yaşanıyor. Yasalara uygun bir şekilde hareket edilmesini doğru buluyorum” şeklinde konuştu.
“Sosyal medyadaki paylaşımlar çocuk haklarının ihlalidir”
Mersin Baro Başkanı Avukat Bilgin Yeşilboğaz da açıklama yaparak konuyu hukuki açıdan değerlendirdi. Bu tür suçlarda yasanın kabul ettiği çocuk tanımlaması göz önüne alınarak, ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmeler gereğince yargılamanın gizlilik esasına göre yapılması gerektiğini belirten Yeşilboğaz, “Söz konusu sosyal medya paylaşımları, gizlilik ilkesini, çocuğun üstün yararı ilkesini ve çocuğun mahremiyetini ağır şekilde ihlal eder mahiyettedir. Bu tür paylaşımlar aynı zamanda çocuğun unutulma hakkını da açıkça ihlal etmektedir. Mevcut delil niteliğindeki bilgi ve belgelerin, isim adres gibi bilgilerin gizlilik esasları içerisinde kalacak kayıtların çocuğun kimliğini açığa çıkarabileceğinden dolayı sosyal mecralarda paylaşılmaması gerekiyor.” dedi.
“Yapılan paylaşımlar çocukları mağdur ediyor”
Kamuoyu baskısı oluşturmak adına yapılan paylaşımların, haberlerin, yorumların önce çocukları mağdur ettiğini dile getiren Baro Başkanı “Sosyal paylaşım alanlarında paylaşılan bilgi resim haber alıntılarının kaybolmayacağı artık herkesçe bilinen bir gerçektir. Bu bilgilerin tüm taraflar bakımından gizliliği esasına uyulması gerekmektedir. Yargılamanın mağduru olan çocukların tekrar tekrar örselenmesine neden olacak bu tür paylaşımlar, unutulma hakkının açık ihlali niteliğindedir. Mağduru çocuk olan dosyalarda yapılacak soruşturma ve yargılamalarda çocuğun üstün yararı titizlikle göz önünde tutulmalı, gizlilik esas olmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Bu tür davalarda nasıl hareket edilmeli?
Baro Başkanı Yeşilboğaz, istismar davalarında hukuki çerçeveye uygun olarak nasıl haber ve paylaşımlar yapılacağına dair şunları aktardı:
-Basında ve sosyal paylaşım alanlarında konuyla ilgili olarak, resimsiz, fotoğrafsız ve yargılamaya esas kişi bilgileri saklanarak bilgilendirme yapılmalıdır.
-Yargılama dosyalarının mağduru çocuklar, reklam aracı olarak kullanılmamalıdır
-Yargılamayı yapan mahkeme, hakimler, görev alan avukatlar, çocuklar linç politikasına göre paylaşılmamalıdır.
-Haber ve paylaşımlarda, yargılama süreçleri titizlikle ve özellikle mağdur çocukların ikincil örselenmelerine ve mağduriyetlerine sebep olmayacak şekilde yapılmalıdır.
-Yargılama dosyalarına ait olmayan başka dosyalardan elde edilmiş bilgi ve belgelerle bilgi kirliliğine neden olunmamalıdır.
