Mersin KESK’ten Memur Sen’e İstanbul Sözleşmesi tepkisi

Mersin KESK'ten Memur Sen'e İstanbul Sözleşmesi tepkisi

Mersin KESK Şubeler Platformu, Memur Sen’in İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını desteklemesine tepki gösterdi. Yapılan açıklamada “İktidara biatı ve onun yapıp ettiklerine uygun açıklamaları üretmeyi çalışmasının odağına koyan bir yapının sendika vasfı tartışmalıdır.” ifadelerine yer verildi.

Haber- Fatoş Sarıkaya

İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanı kararı ile feshedilmesinin ardından Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) “Sözleşmenin feshi millet iradesinin tecellisi, aileye verilen değerin göstergesidir.” diyerek kararı desteklemişti. Yapılan açıklamalara tepki gösteren Mersin Kamu Emekçileri Sendikaları (KESK) Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Özge Göncü, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirecek bu kararla övünmenin akılla izah edilemeyeceğini söyledi.

“Memur Sen, katliamların ortak sorumlusudur”

Memur Sen’in, açıklamasında sözleşmenin feshi için çağrı yapmakla ve bunun karşılık bulması ile övünmekle katliamların sorumluluğuna ortak olduğunu belirten Özge Göncü, “Kadının bir tür mülk haline getirilmesine, kendisine her şeyin yapılabilir olduğu, erkeğin her arzusunu yerine getirmek zorunda olan köle olarak görülmesine değil, erkeklerin bu ayrıcalığını kaybetmesine içerleyen, eşitlik talebinden, eşitlikten tiksinenlerin “yatıştırılması” için sözleşmeden çıkılması ülkenin en fazla sayıda üyesi olan memur konfederasyonu tarafından övünç kaynağı haline getiriliyor. Sözleşmeyi feshetmek, açıkça daha fazla kadının, LGBTİ+nın erkekler tarafından cezasız kalacağının garantisiyle öldürülmesi anlamını taşır. Sözleşmenin feshi için çağrı yapanlar aynı zamanda katliamların sorumlusudur da.” şeklinde konuştu.

“Vahim hata olan hata nedir?”

İstanbul Sözleşmesi’ni “vahim bir hata” olarak adlandıran Memur Sen’e “Nedir vahim olan hata?” diye soru yönelten Göncü, sözlerini şöyle sürdürdü: Cumhurbaşkanına teşekkür edilen açıklamadan anlıyoruz ki, Memur Sen yönetimi milleti çok açık bir biçimde sadece kendi görüşünden olanlarla, iktidara biat edenlerle, toplumsal cinsiyet eşitliğinden, cinsel yönelimi heteronormatif normlara uymayanlardan rahatsızlık duyanlarla, onları insan görmeyenlerden müteşekkil. Çünkü bu toplumun en az yarısını oluşturan kadınlar her platformda sözleşmenin etkin uygulanması için seslerini yükselttiler. Buradan soruyoruz; Memur Sen yönetimi kadınları milletten saymıyorsa ne olarak görüyor? Erkeklerin kadınları “dövme”, “taciz, tecavüz” etme ayrıcalığını korudukları için attığı sevinç çığlıkları için bu kadar beklenmesi mi?

6284 sayılı yasa da hedefe konuluyor

Memur Sen yaptığı açıklamada 6284 sayılı yasanın din-kültür-geleneklere uygun yapılandırılması için de çağrı yaparak, gerekirse yeni bir yasa oluşturulabileceğini dile getirmişti. KESK Dönem Sözcüsü Özge Göncü, bu konuyla ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi: İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi yeterli gelmemiş olacak ki 6284 sayılı yasanın din-kültür-geleneklere uygun yapılandırılması için de çağrı yapmış Memur Sen kadın komisyonu. Demişler ki “Sözleşme’nin ulusal mevzuattaki uzanımı olan ve onun ruhuyla hazırlanan 6284 sayılı Kanun, ideolojik bakışın eseri olduğu için toplumsal dokumuzla uyumsuz ve kadını korumada etkisizdir.” Onlara göre erkeği kriminalleştirmeyecek, erkek ile ve kadını aynı anda koruyacak yeni bir yasa olabilirmiş.  

İstanbul Sözleşmesi Memur Sen kadın komisyonunun sahip olduklarını söyledikleri din-gelenek-kültürü kriminalleştirmek şöyle dursun, bunlara dair en ufak bir değinisi dahi yoktur. Cinsiyeti, cinsel yönelimi nedeniyle hiç kimsenin şiddete, ayrımcılığa uğrayamayacağını düzenler; devletlere bu konuda yükümlülükler yükler.  Sendikalar, varlıkları gereği üyelerinin ve tüm çalışanların kazanılmış haklarını korumak ve haklarını geliştirmek için mücadele etmekle yükümlüdür. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların eşit haklara sahip olması, bedeni, emeği, kimliği üzerindeki tahakkümün yok edilmesi de bu mücadelenin çok önemli bir parçasıdır.

Kadınların hiç kimseye bağımlı/bağlı kılınmadan bağımsız, özgür ve eşit bireyler olarak varoluşu, şiddetsiz, korkusuz bir yaşam için mücadele etmek sendikaların varlık sebeplerinden biridir.Bizler, cinsiyeti, cinsel yönelimi nedeniyle hiç kimsenin ayrımcı, eşitsiz uygulamalara maruz kalmadığı, her nasıl kurulursa kurulsun eşitliğin, özgürlüğün, karşılıklı saygı ve sevginin esas olduğu hanelerde eşit ve özgür bir yaşamı savunuyoruz. Bu yaşamı sağlamak için İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaktan, sözleşmenin ve 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması ve kadının özgürleşmesi mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğiz.

Paylaş

İlgili Yazılar