Mersin Kadın Platformu, iktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine karşı sokağa çıkarak kararı protesto etti. Polisin müdahalesi ile karşılaşan kadınlar barikatları aşarak “İstanbul Sözleşmesi’nden ve hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz” diye haykırdılar.
Haber: Fatoş Sarıkaya
Mersin Kadın Platformu iktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı Kushimoto Sokağı’nda bir araya gelerek, Özgecan Arslan meydanına kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında polis, iki kez barikat kurarak kadınların yürümesini engellemeye çalışsa da kadınların direnci polis barikatlarını aştı. Özgecan Aslan meydanında büyük bir kalabalık eşliğinde basın açıklaması gerçekleştirildi. Platform adına konuşan Tuğçe Mutluay,”AKP hükümetinin kadınlara karşı açtığı savaşta kaybeden biz kadınlar olmayacağız. Haklarımızdan, hayatlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Mutlaka kazanacağız! Bizler sadece İstanbul Sözleşmesinin değil, 6284 sayılı Şiddet Önleme Yasasının etkin uygulanması, Nafaka Hakkı, Kürtaj Hakkı, LGBT+ ların hakları içinde sokakları terk etmeyeceğiz” dedi.
“Cumhurbaşkanı kararnamesi yok hükmündedir”
İstanbul Sözleşmesinin gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle feshedilmesini kabul etmediklerini belirten Tuğçe Mutluay, “Anayasa’nın 104’üncü maddesine göre Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile temel hak ve kişi hakları düzenlenemez. Dolayısıyla; insan haklarını düzenleyen İstanbul Sözleşmesi’nin cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle feshedilmesi hukuka aykırıdır. Cumhurbaşkanı kararnamesi yok hükmündedir.Sözleşmeden çekilme kararı Anayasa’ya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. İnsan haklarına aykırı faaliyette bulunmak devletin yetkisini açıkça kötüye kullanmaktır.” diye konuştu.
“AKP’nin kadınlara karşı açtığı savaşta kaybeden olmayacağız”
“Hayatlarımız için pazarlık yapmayacağız” diyen kadınlar, sözleşmeden çekilmekle AKP hükümetinin kadınlara karşı savaş başlattığını söylediler. Dün gece yarısı kadınları dövme özgürlüğü isteyen erkeklere büyük bir hediye verildiğini dile getiren Tuğçe Mutluay sözlerine şöyle devam etti: İktidar eliyle yapılan çalışmalarda halkın sadece %17’sinin İstanbul Sözleşmesine karşı olduğu, karşı olanların da radikal dini gruplar olduğu ortaya çıkmıştır. Halkın %83’üne rağmen kadınları yaşatacak adımları içeren İstanbul sözleşmesini tartışmanın ya da reddetmenin kime hizmet ettiği açıktır. Yaşamlarımızı gericiliğe, yobazlığa, bağnazlığa teslim etmeyeceğiz, yaşam haklarımızı kararnamelerle ortadan kaldırmanıza izin vermeyeceğiz.
Bizler sadece İstanbul Sözleşmesinin değil, 6284 sayılı Şiddet Önleme Yasasının etkin uygulanması, Nafaka Hakkı, Kürtaj Hakkı, LGBT+ ların hakları içinde sokakları terketmeyeceğiz.
