Kadının sosyal koşullar altında ikincil konumu tarihsel bir süreklilik içermektedir. Özellikle bazı tarihsel dönemlerde ve kültürlerde gelenekler içine din olgusu ile birlikte hapsedilmiştir. Din bünyesine giren gelenekler zamanla dinin vazgeçilmezi ve sorgulanamaz unsurları halini almıştır. Ataerkilliğin din ve gelenekten türediği varsayımı kadının toplumsal konumu ve statüsünü değerlendirirken, oldukça belirleyici bir hale dönüştürmüştür. Öteden beri yapıla gelen şeyler, alışkanlıklar, geçmişle olan bağlantılar sosyal bilimcilere göre gelenek halini alabilmesi için üç kuşak geçmesi gerektiğiydi. Gelecek geçmişle sınırlı mıydı bilinmez ama yaşayan her insanında hata yapması kaçınılmaz bir sonuçtu. Kadının toplumsal konumunun sınırlarını…
Devamını Oku