- Başka Bir Gazetecilik Mümkün (Mü) - Mart 17, 2022
Kadından Haber olarak objektiflerimizi, sözümüzü, feminist medyanın izlerini taşıyan dövizlerimizi 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’ne taşıdık. Fotoğraflarımızı çektik, haberleri yazdık ama en çok kalabalıklığa karışıp slogan attık, dans ettik, eğlendik. Biz olmanın, kendimiz olmanın coşkusunu ve keyfini yaşadık. Direnişin, omuz omuza olmanın tadını çıkardık.
Aslında bir süredir eylemlerde her ikisini yürütmeye çalıştığım için bazı meslektaşlarımdan eleştiri alıyorum. Bu eleştirilerin odağında bir gazetecinin aktivist olmaması gerektiği oluyor. Haber takibi yaparken bir yandan da feminist kimliğimizle orada bulunmamız, sloganlara eşlik etmemiz ve hatta polisle çıkan arbedelerde arkadaşlarımızla dayanışmamız gazeteciliğin bir parçası olarak kabul görmüyor. İlk zamanlarda ve hatta eleştirilerden önce içine düştüğüm ikilemler beni mesleki sorgulamalara da itti hiç şüphesiz. Herkesin eleştirdiği kısımları bir süre kendi içimde tartışıp; doğru gazetecilik nedir, gazeteci ne yapmalı, nerede durmalı, mesleki açıdan zarar verici yönleri var mı, varsa neler gibi sorulara cevap bulmaya çalıştım. Bu sorgulamalar aslında meslek ismi değişse dahi herkesin düştüğü ikilemleri ortaya koyuyor olabilir. Çünkü bazı sorular ve bazı cevaplar mesleki yabancılaşma dediğimiz sonuçlara çıkabiliyor. Bu sorgulamaların sonunda her biri birer cevap olan başka sorulara ulaştım: Gazetecilik değiştirilemez mutlak bir tarza mı bağlı, doğru kimin doğrusu, bizi sıkıştırmaya çalıştıkları bir sürü kalıpla mücadele ederken mesleğim söz konusu olunca neden buna boyun eğmem bekleniyor? Her gün en az 5 kadının öldürüldüğü, sayısız şiddet türünün meydana geldiği, eşitsizliğin hat safhada olduğu bir ortamda tarafsız gazetecilik yapmayı insanlar nasıl bekleyebilir benden/bizden? Başka bir gazetecilik neden mümkün olmasın? Sanırım cevaplanması gereken ve cevapların birçok soruyu aydınlatacağı asıl nokta burası.
Başka bir gazeteciliği mümkün kılmak zorundayız. Toplumsal cinsiyet rollerinin mesleki ya da değil her alanda kadınları belli kalıplara, döngülere sokmaya çalıştığını biliyoruz. Çocukluk aşamasından itibaren hayatlarımız toplumun normlarına göre dizayn edilmeye çalışılırken meslek seçimlerimiz de buradan doğru yönlendiriliyor. ‘Kadın dediğin’ sözünü hepimiz onlarca kez duymuş ve buna uygun davranmamızla ilgili yüzlerce telkin ile karşılaşmışızdır. Gazetecilik de bunun önemli alanlarından bir tanesi. Tüm bunlar sebebiyle gazeteciliğin de çoğu meslek gibi erkek işi olarak görülmesi anlayışı yakamızda olmaya devam ediyor. Ve tabii biz de yakamızda olanın yakasına yapışmayı, bu gölgeyi benliğimiz ve mücadelemiz ile aydınlatmayı tercih ediyoruz. Bu gölgede biz kadın gazeteciler; türlü tacize, ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe, eşitsizliğe maruz kalıyoruz. Bazen gazeteciler kelimesinin önüne kadın kelimesini eklemek bile bizi kararsızlığa sürüklüyor. Çünkü gazeteciyiz sadece. Ama alandan silmeye çalışanlara, erkek daha iyi yaparcılık fikriyle mobbingi bayrak gibi taşıyanlara karşı söylemek, alanın emekçisi olmak biz kadın gazetecilerin işi.
Tüm bunlar ortasında var olmaya çalışırken bir de medyada hakim olan eril haber dilini dönüştürmeye, alternatifler üretmeye çalışıyoruz. “Eril medyaya karşı feminist basın” şiarıyla Kadından Haber oldukça taraflı bir yolculuğa başlamış oldu böylelikle. LGBTİQ+’ları yok saymayan, kadına yönelik erkek şiddetinde faillerin eylemlerini meşrulaştırmayan, mağdur suçlamayan, hak ihlali yapmayan, cinsiyetçiliği körüklemeyen haberler yazmayı mücadelemizin bir parçası olarak görüyoruz.
Erkek egemen medya sektöründe biz kadın gazeteciler; eril dilin hakim olduğu haber kurgusuna karşı savaşıyor; haklarımızı ve birbirimizi gözetiyor, maruz kaldığımız şiddet biçimlerine ve eşitsizliğe karşı direniyoruz. Birbirimizden, mesleğimizden ve en önemlisi de kadın mücadelesinden aldığımız güçle direniyoruz. Feminist basın burada, eril zihniyet vaziyet alabilir. Çünkü başka bir gazetecilik mümkün, biliyoruz.