Mersin’de feministler sokakları doldurdu: “İtaat yok, feminist isyan var”

Mersin’de kadınlar ve LGBTİQ+’lar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü Feminist Gece Yürüyüşü ile kutladı. “İtaat yok, feminist isyan var” diyen kadın+lar erkek sistemin karşısında dayanışma ile duracaklarını belirterek “Umutsuzluğa kapılırsak bu kalabalığı hatırlayacağız!” dediler.

KADINDAN HABER- Bu yıl 8. yapılan Feminist Gece Yürüyüşü etkinliğine yüzlerce kadın ve LGBTİ+ katıldı. Kushimoto Sokağında bir araya gelen kitle, “Kadın dayanışması sınırları aşıyor”, “Yaşasın feminist mücadelemiz”, “Trans cinayetleri politiktir”, “Jin, jiyan, azadi” sloganları attı. Büyük bir coşku ile gerçekleşen yürüyüşte kadınlar “İtaat yok, feminist isyan var”, “Barış da biziz, devrim de” pankartlarını taşıdı.

“Çürümüş erkek sistem karşısında susmuyoruz”

Kushimoto Sokağından başlayarak Özgecan Aslan meydanına kadar slogan ve şarkılarla yürüyen kadınlar Meydanda Kürtçe ve Türkçe basın açıklaması yaptı. Yaşam alanlarımızı daraltarak bizi eve hapsetmeye çalışanlara karşı itaat yok diyen Melisa Açıkbaş, “Bin bir emek ve mücadeleyle elde ettiğimiz İstanbul Sözleşmesini bir gecede fesheden Erdoğan ve onun erkek yargısı; 6284’ü etkin uygulamayarak, nafaka hakkımıza göz dikerek, haksız tahrik indirimlerine hız kesmeden devam ederek bizleri sindirmeye çalışıyor.” ifadelerini kullandı.

İdam ve hadım tartışmalarının gündeme gelmesini dahi kabul etmediklerini belirten Açıkbaş, “Tecavüzcüleri aklamak için yasa çıkarmaya çalışan, 9 yaşında çocuk evlenebilir diyen, çocuk yaşta doğumları gizleyen, Ensar’ı aklayan, tecavüzcülere katillere iyi hal indirimi uygulayan çürümüş erkek egemen sistem karşısında susmuyoruz! Çocuk istismarının faili çürümüş erkek egemen sistem iken, idam ve hadım tartışmaları ile suç bireyselleştirilmeye çalışılıyor. İstismar ile rızaya dayalı cinsel ilişkiyi zina kavramı üzerinden tartışmak hem cinsel suçları normalleştirmek hem de dini kuralları topluma dayatmak için fırsatçılık yapmaktır! İstismarın AKP iktidarı tarafından meşrulaştırılmasına izin vermeyeceğiz! Hadım cezası, zina tartışması şerri hukuk demektir, asla kabul edilemez!  Cinsel şiddetin devlet şiddeti ile çözülmeye çalışılması çözümden çok şiddet üretecektir. Biz kadınlar yaşamı savunuyoruz.” diye konuştu.

  “Trans cinayetlerinin sorumlusu iktidardır”

Derinleşen ekonomik kriz ve nefret söylemlerinin bir çok LGBTİ+’ları ölüme sürüklediğini ifade eden Gülşah Şahin, “LGBTİQ+lara her türlü nefret söylemiyle, ayrımcılıkla, şiddetle saldırmak isteyen iktidar trans cinayetlerinin, LGBTİQ+ intiharlarının da sorumlusudur. Özellikle derinleşen ekonomik kriz ve nefret söylemleri nedeniyle birçok LGBTİ+ yaşamına son verdi, sadece İzmir’de son 3 ayda trans kadınlara yönelik saldırılar arttı, Günay Özyıldız katledildi. İstanbul’da ise trans kadınların yaşam alanlarına saldırıldı, kapılarına kilitler vuruldu, en temel hakları gasp edildi ve edilmeye devam ediyor. İktidar kolluk kuvvetleri homofobik-transfobik çetelerle işbirliği içinde LGBTİQ+ları sistematik bir şiddete maruz bırakıyor. Bizler bir kez daha haykırıyoruz. Tüm renklerimizle şiddetinize, nefretinize, homofobinize, transfobinize karşı yan yana duracağız, mücadelemizi büyüteceğiz” dedi.

“Hasta kadın tutsaklara özgürlük”

Hapishanelerdeki çıplak aramaya ve her türlü işkenceye de değinen kadınlar şunları söyledi: “Dün Șırnak’ta, Cizre’de, Sur’da Kürt kadınları türlü şiddete maruz bırakıldı, İzmir’de Deniz Poyraz katledildi ve tüm bu şiddet politikaları halen sistematik olarak sürdürülüyor. Kürt kadınlarına yönelik baskı ve şiddet politikaları tüm hukuksuzluğuyla kadınları hapsetmeye devam ediyor. Aysel Tuğluk, sağlığı hapishanede kalmaya uygun olmadığı halde tahliye edilmiyor, hasta kadın tutsakların sağlığa erişim hakkı engelleniyor.

Kadınlara karşı düşman hukuku işleten erkek egemen devletten hesap sormak için buradayız! Eşit haklarla bir arada yaşamanın koşullarının sağlanmasını, kalıcı ve onurlu bir barışı elde edene kadar susmayacağız.

“Umutsuzluğa kapılırsak bu kalabalığı hatırlayacağız”

Tarih direnen kadınların mücadelesiyle bugün yeniden yazılırken haykırıyoruz; 165 yıl öncesinden bugüne gerçek eşitliğin ve özgürlüğün dünyasını kurmak için direnmeye devam edeceğiz! Toplumsal cinsiyet eşitliği için, yaşamlarımız için, bedensel söz hakkımız için, eğitim hakkımız için, boşanma, kürtaj hakkımız için tırnaklarımızla kazıyarak mücadele verdik, vereceğiz.

Birbirimizi savunduğumuz, direniş dolu bir yılın ardından kaybettiğimiz tüm kadınlara, LGBTİQ+lara, hapishanelerdeki tüm tutsaklara; sokakta, evde, işte, okulda, tacize, tecavüze, erkek şiddetine karşı yaşamak için mücadele verenlere 8 Mart alanından bir kez daha söz veriyoruz: Susmayacağız, korkmayacağız, dünyayı yerinden oynatacağız! Umutsuzluğa kapılırsak bu kalabalığı hatırlayacağız! Unutma karanlıktan korkarsan bu kenti ateşe verenler yine biz olacağız.”

Paylaş

İlgili Yazılar