Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını iptaline yönelik verdiği ret kararına Mersin’de tepki gösteren kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini belirtti.
Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını iptaline yönelik verdiği ret kararına tepkiler sürüyor. Mersin’de sokağa çıkan kadınlar yaptıkları açıklamalar ile İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya devam edeceklerini belirtti.Mersin Kadın Platformu, Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını iptaline yönelik verdiği ret kararına tepki gösterdi. tepki göstermek amacıyla Pozcu’da basın açıklaması gerçekleştirdi.
Platform adına açıklama metnini okuyan Melisa Açıkbaş, uygulamanın kadın düşmanlığı politikası olduğuna vurgu yaptı.
“Bu kararın hiçbir meşruiyeti yoktur”
Türkiye’nin 2011 yılında ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden 20 Mart 2021’de Cumhurbaşkanlığı kararı ile çekildiğini ifade eden Açıkbaş, kadınlar olarak, tek bir adamın verdiği bu kararı tanımadıklarını karar açıklandığı günden itibaren sokaklarda, meydanlarda, işyerlerinde, üniversitelerde, bulunduğumuz her yerde haykırdıklarını söyledi. Birçok kadın örgütü, LGBTİ+ örgütü, birçok baro bu hukuksuz karara karşı itiraz etti ve mücadelemizi sürdürdüklerini belirten Açıkbaş, “Bugün verilen kararın iktidar tarafından gerçekleştirilen kadın düşmanı bir hamle olduğunu, yaşamlarımızın ve hak mücadelemizin yok sayılmaya çalışıldığını biliyoruz. Bu kararla Danıştay, tek adam iktidarının meclisi devre dışı bırakarak istediği her kararı alabileceğini, istediği her uluslararası sözleşmeden kafasına göre çekilebileceğini göstermiştir. Bu sebeptendir ki bizler nezdinde, kadınlar nezdinde, toplum nezdinde bu kararın hiçbir meşruiyeti yoktur, kabul etmiyoruz” diye konuştu.
“İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaktan vazgeçmiyoruz”
İktidarın kadınlara, LBGTİ+‘lara, çocuklara savaş açtığını söyleyen Açıkbaş, “Her gün LGBTİ+ düşmanlığı bizzat Cumhurbaşkanı başta olmak üzere devletin tüm birimleri tarafından körükleniyor, LGBTİ+’lar hedef gösteriliyor. Onur Yürüyüş’lerinde ve 8 Mart’larda önümüze dikilip işkence ile bizleri durdurmaya çalışanlar katillerin doğrudan destekleyicisi olduğu gibi bizzat faillerin de kendisidir. Alsancak’ta yaşayan trans kadınların, evlerinin sokağına adım attıklarında dahi gördükleri şiddet ve işkence siz İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenlerin eseridir. Çocuk istismarının her geçen gün artması, istismar faillerinin bana bir şey olmaz diyerek sahip oldukları cesaret sizlerin eseridir. Kabul etmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaktan vazgeçmiyoruz” diye ifade etti.
“İnadımızdan asla vazgeçmiyoruz”
İhtiyaç olmasına rağmen kadın sığınma evi açmayan, var olanları bir bir kapatan, kadınları aile içi şiddete mahkum etmek isteyen, şiddete boyun eğmeyip gidilen karakollardan kadınları evlere gönderen bir iktidar olduğunun altını çizen Açıkbaş, “Bizleri yoksullukla, şiddetle, tacizle cezalandırmaya, haklarımızdan vazgeçmeye zorlamanızı kabul etmiyoruz. Bizlerin yaşamları sizlerin korunaklı adliye salonlarınızdan, saraylarınızdan verdiğiniz kararlara bağlı olmayacak. Mücadelemizden, ısrarımızdan, inadımızdan asla vazgeçmiyoruz” diye belirtti.
“İstanbul Sözleşmesi bizimdir”
Açıkbaş son olarak şunları söyledi: “Katillere verilen göstermelik cezaları, bize layık gördüğünüz şiddet dolu evleri kabul etmiyoruz. Sözde kutsal aile kurumunu ön plana çıkararak yaşadığımız şiddeti gölgelemenize, LGBTİ’lara yönelik sistemli bir şekilde büyüttüğünüz nefret politikalarına itaat deği isyan ediyoruz! Yaşamını savunmak için özsavunma uygulayan Çilem’i, sokakta yürürken samuray kılıcıyla katledilen Başak Cengiz’i, katillerini türlü oyunlarla aklamaya çalıştığınız Şule Çet’i, ölmek istemiyorum çığlıklarını duyduğumuz Emine Bulut’u unutmuyoruz. Katledilmesine izin verdiğiniz, koruma sağlamadığınız, katillerini ödüllendirdiğiniz her bir kadının isyanıyla buradayız. Yaşamlarımız için mücadele etmeye, sokak sokak örgütlenmeye ve İstanbul Sözleşmesi’ni her koşulda savunmaya devam edeceğiz. Haklarımızı bize siz vermediniz, siz alamayacaksınız. Yaşasın kadın dayanışması, İstanbul Sözleşmesi bizimdir.”