Yaşamın ortasında kendi mücadelesini yürüten bekar anneler

“Yıllarca kendi ayaklarımız üzerinde durmak için mücadele ediyor, uğraşıyoruz. Tek başına dağlar gibi sorumluluk. Çocuk, ekonomi, çalışma zorunluluğu, pandemi, savaş, zamlar… Kendi başıma karşılaştığım bir sürü zorluk. Don Kişot’luk kolay değil.”

Haber/Ceren İnan

Son dönemlerde karşı karşıya olduğumuz en yakıcı durumların başında gelen ekonomik kriz ve yoksulluk en çok kadınları bir döngü içinde zorlamaya devam ediyor. Tüm bunların içinde kadınların tek başına mücadele etmek zorunda kaldığı durumlardan en önemlilerinden biri de çocuk bakımı ve ekonomik şartlarla bekar anne olarak baş etme mecbriyeti. Temel ihtiyaçları karşılamak, çocuğun bakımını üstlenmek, eğitim hayatı ile ilgilenmek, ücretsiz olarak sağlanmayan kreşler için uğraşmak ve birçok zorluk daha.

“DON KİŞOTLUK KOLAY DEĞİL”

İçinde bulunduğu şartları dinlediğimiz Mersin’de emekleriyle açtığı kitapçıda hayatını kazanan Çiğdem Ökten ekonomik durum içinde henüz dört ay önce açabildiği işletmeyi bin bir zorlukla ayakta tuttuğunu anlatıyor. Bir yıl öncesine kadar İstanbul’da yaşamını sürdürürken çocuğu ile birlikte kent değiştirip elinde olan kısıtlı gelirle çabaladığını umudu ya da cesareti olamayanlar için anlattığını belirtiyor. Kente ilk geldiği zamanlarda zorlu bir iş arama süreci geçiren Çiğdem, işletmesini kurduktan sonra ise ekonomik kriz ve üst üste gelen zamlarla ayakta kalabilmeye çalışıyor. Bunları anlatırken kendi umuduyla birlikte tüm kadınlar için bu umudu şu sözlerle aktarıyor; “ Yıllarca kendi ayaklarımız üzerinde durmaya mücadele ediyor, uğraşıyoruz. Tek başına dağlar gibi sorumluluk. Çocuk, ekonomi, çalışma zorunluluğu, pandemi, savaş, zamlar… Kendi başıma karşılaştığım bir sürü zorluk. Don Kişot’luk kolay değil. Ama eminim gelecek aylar ümitli olacaktır. Destek alsam belki her şey farklı olabilirdi. Ama tüm bunları cesaret ederek yapabildim. Hiç kimse evliliği bir anda sona ersin istemez. Ancak kendi ayaklarımız üzerinde durabilir, istediğimiz mesleği yapabiliriz. Yeter ki isteyelim”

“NAFAKA, ALIM GÜCÜ KARŞISINDA ERİYOR”

Bu konuda sohbet ettiğimiz ilkokula yeni başlayan kızı ile yaşayan İlknur Çiçek ise kadınların, özellikle bekar annelerin iş yaşamına dahil olabilmesi konusunda yaşanan zorlukların altını çiziyor. Ücretsiz kreş, bakım masrafları gibi durumların sağlanmaması ve aynı zamanda bunun bir devlet politikası halinde kadınların eve mecburiyetine neden olunduğunu belirtirken, kadınların bu noktadaki tüm emeğinin yok sayıldığını ifade ediyor. İçinde bulunduğumuz ekonomik şartlarda nafaka ücretlerinin alım gücü ile hiçbir bağ kurulmadan üstün körü geçildiğini söylüyor. Kadınların mücadelesi içinde özellikle toplumsal cinsiyet rolleri ile sadece aile şartlarının göz önünde bulundurulmasının yanı sıra bağımsız yaşayan kadınların da benzer zorluklarla mücadele ettiğinin bilinerek sözün yükseltilmesi gerektiğine inanıyor. Evlilik ve çocuk sorumluluğu öncesinde iş yaşamı olan kadınların boşanma sonrasında da sosyal ortamdan çekilerek ev içinde daha izole bir yaşam sürdürmek zorunda kaldıklarını söylerken, kendinden örnek vererek öğretmenlik mesleğini sürdürememesini paylaşıyor.

Tüm bu şartlar içinde kadınların ortak kurduğu dil ise yalnız ya da değil kendi benliklerinden ve cüretlerinden aldıkları güçle hayat içinde var oldukları ve var olmaya devam edecekleri oluyor.

Paylaş

İlgili Yazılar