Mersin’de kadınlar erkeklerin ‘değişme isteği’ni okuyor

Mersin’de bir grup kadın, feminist yazar bell hooks’un Değişme İsteği: Erkekler, Erkeklik ve Sevgi kitabını okuyup tartışmak için bir araya geliyor. Her hafta bir bölüm okuyan kadınlar toplumsal cinsiyet rolleri ile örülmüş kalıp düşüncelere, erkekliğe, ataerkil sistemle mücadele etmeye dair sorular soruyorlar.

Fatoş Sarıkaya

“Toplumumuzda erkek bedenine ve ruhuna saldıran, yaşamı en fazla tehdit eden toplumsal hastalık ataerkidir. Yine de çoğu erkek gündelik hayatta ‘ataerki’ kelimesini kullanmaz; ataerkinin ne anlama geldiği, nasıl oluşturulduğu ve devamlılığının nasıl sağlandığı üzerine kesinlikle düşünmez.” diyor bell hooks Değişme İsteği: Erkekler, Erkeklik ve Sevgi kitabında. Ataerkil sistemin sadece kadınlar üzerinde değil, erkekler üzerinde de tahakküm kurduğunu ve erkeklerin değişim için en az kadınlar kadar mücadele etmeleri gerektiğini anlatan bu kitabı Mersin’de bir grup kadın okuyup inceliyor.

Sorun ifade etmenin ötesinde

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği karşısında sadece sorun ifade etmeyle bir yere varılamayacağını düşünen Özge Göncü bu düşünceden hareketle okuma grubunu oluşturduğunu anlatıyor: “Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sorun olduğunu düşünüyorsak ve toplumun değişmesi gerektiğini düşünüyorsak yavaş yavaş yol almamız gerekiyor, bir yerden başlamamız gerekiyor. Sadece sorun ifade etmenin bizi bir yere götürdüğünü düşünmüyorum. Dolayısıyla biz de böyle bir okuma grubu açmak istedik. İlkini geçen sene açmıştık. Yine Bell Hooks’un Duygu Yoldaşlığı kitabını okumuştuk. Orada hem çok güzel şeyler tartışmış hem de bize çok iyi gelen haftalar geçirmiştik. Değişme İsteği ile de devam etmek istedik.”

Değişme İsteği: Erkekler, Erkeklik ve Sevgi kitabını neden tercih ettiği sorusuna da şöyle yanıt veriyor Göncü: “Kadınlar da erkekler de cinsiyetçi olan bu sistemden, ataerkil düzenden kadınlar da erkekler de kötü etkilenir. Kadınların çoğu bunun bilincindeler artık ve bununla mücadele ediyorlar ama erkekler de bunun bilincinde olmalılar. Ataerkil sistemin kendilerini nasıl ezdiğini anlamalılar diye bir şiarı var bu kitabın. Ama kadınların aklında toplumsal cinsiyet rolleri ile o doğal gibi görünen bir sürü şeyle yoğrulduğunu söylüyor. Dolayısıyla bunun da sorgulanması gerektiğini, ataerkil kültürün el ele ortadan kaldırmamız gerektiğini anlatan bir kitap.”

“Cinsiyet rolleri hepimizin sırtında ağır bir yük”

Her hafta bir bölüm okuyan grup, yaklaşık 2 saatlik oturumda kitap üzerine sohbetler gerçekleştiriyor. Önce kitabın üzerine kabaca konuştuktan sonra daha da derinlere inerek bir takım sorular sorduklarını ifade eden grup yönlendiricisi Özge Göncü, “Doğal gibi gelen düşünceleri, doğduğumuz andan itibaren bize verilmiş düşünceleri sorgulamak bazen ağır geliyor, bazen yoğun zamanlar yaşıyoruz. Çünkü bize doğal gibi görünen katı cinsiyet rollerinin hepsi sırtımızda bir yük gibi. Ama sorgulamanın kendisi bile ferahlatıyor. Bunları konuşup tartıştıkça yavaş yavaş açılıyoruz.” dedi.

Grubun kayıtlarını oluştururken başvuran erkeklerin de olduğunu söyleyen Özge Göncü; kadınların kendilerini derinlemesine düşüneceği bir grup olması sebebiyle bu başvuruları onaylayamadığını belirterek, “Cis erkeklerle benzer konuda bir okuma grubu oluşturmak aklımızda var ama bunun için biraz daha zamana ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Belki bir erkekle okumayı yapmak farklı ve güzel bir deneyim olur.” ifadelerini kullandı.

İletişim adresi: ozgegoncu@gmail.com

Paylaş

İlgili Yazılar