4.Mersin Yerel Kadın Kurultayı gerçekleştirildi

TMMOB Mersin İKK Kadın Çalışma Grubu, 4. Mersin Yerel Kadın Kurultayını gerçekleştirdi. Kurultayda mesleki dayanışmaya, kadınların kazanımlarına, örgütlülüğün önemine ve kadın mücadelesinin gerekliliğine vurgu yapıldı.

Haber- Fatoş Sarıkaya

‘Haklarımızdan, Eşitlikten, Adaletten Vazgeçmiyoruz!’ ana başlığı ile İnşaat Mühendisleri Odası Mersin Şubesinde yapılan kurultayda; TMMOB Yüksek Onur Kurulu Üyesi Zehra Korkmaz TMMOB’de Kadın Örgütlülüğünü, İnşaat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Gülçin Barbaros Ak TMMOB’li Kadınların Eşitlik Mücadelesini, Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Selin Top İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Toplumsal Cinsiyeti, Muamma LGBTİ+ Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Serap Angay Muamma LGBTİ+ Derneği Çalışmalarını, Avukat Tuba Torun Türkiye’de Kadının İnsan Haklarını, Günebakan Kadın Derneği Başkanı Zübeyde Sadırlı Akpınar Pandemide Kadına Yönetlik Şiddet ve Kadın Mücadelesini, Mersin Üniversitesi Mimarlık öğrencisi Merve Karataş Kadın Öğrencilerin Pandemi Sürecinde Yaşadıklarını, Mimarlar Odası Mersin Şube Saymanı- Kadın Komisyonu Üyesi Hacer Türel ise Mimarlar Odası Mersin Şubesi Kadın Komisyonu Çalışmalarını anlattı. İki oturum şeklinde organize edilen kurultayda Mimar- Ressam Zekiye Tecim Tellioğlu’nun resim sergisine de yer verildi.

Tuba Torun kadınların yasal kazanımlarını anlattı

CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Avukat Tuba Torun, Türkiye’de Kadının İnsan Hakları konusu ile ilgili sunum yaparak İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa ve kadınların kazanımlarına ilişkin aktarımlarda bulundu. Kadınların mücadelesi sonucu Ceza Kanunda çok önemli değişiklikler olduğunu belirten Tuba Torun, “Cinsel saldırı fiili eğer seks işçisi bir kadına yapılıyorsa fail indirimden yararlanabiliyordu, bu madde kaldırıldı. Eşler arasında cinsel saldırı tanımı da kabul edildi. Anayasa madde 10 her türlü ayrımcılığı yasaklayan, eşitlikçi bir madde olması bakımından oldukça önemlidir. İstanbul Sözleşmesi’nin 4. maddesinin anayasal versiyonudur bir nevi. Tek fark cinsel yönelim ibaresi yok madde 10’da. Anayasa madde 90’da imzalanan uluslararası sözleşmeleri kanun hükmünde kabul etmesi bakımından önemli bir maddedir. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi bizim için uygulanması zorunlu bir sözleşmeydi. Yürürlüğe girdiğinden bu yana uygulansın diye çabalıyorduk.” dedi.

“6284 İstanbul Sözleşmesi’nin minyatür halidir”

6284 sayılı yasanın kadınlar için can simidi olduğunu dile getiren Torun şunları söyledi: İstanbul Sözleşmesi’nin içinden çıkan, sözleşme etkin uygulansın diye hazırlanan bir paket yasa. Elimizde kala kala bu yasa kaldı. Koruyucu, önleyici tedbirleri içeren bir yasa. Eskiden eşler arasında çıkan bir şiddet olayında koruma kararı çıkarabiliyordunuz bu yasa ile birlikte değişti. Kendini şiddet içerisinde hisseden herkes koruma kararı alabilir bu yasaya göre erkekler de dahil olmak üzere. Bu yasa bizler için can simidi niteliğindedir. Şimdiye kadar çok hayat kurtarması anlamında çok kıymetlidir. Uzaklaştırma kararı, geçici maddi yardım talebi, şiddet uygulayanın silahı varsa el konulması, çocukların korunması, sığınma evi talebi gibi önleyici kısımları içeriyor. Karakollardan, mülki makamlardan, adliyelere dilekçe verilerek bu yasa dahilinde taleplerde bulunabilinir. 

Pandemi döneminde kadınların hayatında ne değişti?

Günebakan Kadın Derneği Başkanı Zübeyde Sadırlı Akpınar, pandemide kadına yönelik şiddet ve kadın mücadelesi başlıklı sunum yaparak pandeminin eşitsizliği derinleştirdiğini ifade etti. Akpınar, “Toplumsal cinsiyet rolleri bu salgın döneminde kadınların hem üzerine yıkılan ev işleri ve bakım yükünün artmasına hem de işgücü piyasasından dışlanmalarına neden olmuştur. Kadınların işgücüne katılımını ve işgücü piyasasındaki cinsiyete dayalı var olan ayrımcılığı da derinleştirmiştir. Yapılan araştırmalar, salgının etkisiyle ortaya çıkan ev içi emek yükündeki artışın çok büyük bir kısmını kadınların üstlendiğini ortaya koyuyor. BM Kalkınma Ajansı (UNDP) tarafından hazırlanan bir rapora göre kadınların erkeklerin neredeyse dört katı daha fazla ücretsiz emek harcadıkları görülmüştür.” şeklinde konuştu.

Salgın dolayısıyla ortaya çıkan olumsuz tablonun, kadınların yıllardır sürdürmekte oldukları eşitlik mücadelesinde elde ettikleri kazanımları tehdit ettiğini de söyleyen Akpınar sözlerini şöyle sürdürdü:

Kadın ve erkeklerin bu dönemde yaşadıkları sorunlar da en büyük fark ‘’evde iş yükünün artması’’ ve ‘’artan şiddet’’ oldu. Pandemi öncesinde kadının en çok şiddete uğradığı yer eviydi. Kadın cinayetlerinin %80’i evde işleniyordu. Yapılan araştırmalar da, evde birlikte geçirilen zamanın artmasıyla kadınların erkek şiddetiyle daha fazla karşı karşıya kaldıkları, şiddet faili erkekle aynı evi paylaşmak zorunda kaldıkları, şiddeti duyurma ve şiddetten uzaklaşma olanaklarından yararlanamadıkları kadın örgütleri tarafından hep dile getiriliyor. Türkiye Kadın dernekleri Federasyonu’na göre pandemi döneminde kadına yönelik fiziksel şiddet vakalarında yüzde seksen artış gerçekleşmiştir.  Kadın cinayetlerin de erkeklerin yöntemleri değişmiş, kadınlara eziyet çektirerek, işkence ederek öldürmeler, intihar süsü verilenler(özellikle yüksekten düşme şeklinde) ve kaybedilen kadınlarda çok fazla artış yaşanmaktadır.

“İş yerinde cinsiyetçilik kadınların sağlığını olumsuz etkiliyor”

Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Selin Top ise; işçi sağlığı ve iş güvenliğinde toplumsal cinsiyet konusu ile ilgili bilgilendirmeler yaptı. Kadınların iş hayatında yer almasının tarihsel sürecinden başlayarak günümüzdeki koşullara değinen Selin Top, LGBTİ+’ların iş yaşamında karşılaştıkları sorunları da ele aldı. Cinsiyete dayalı işlerin kadınların sağlığını olumsuz yönde etkilediğine dikkatleri çeken Selin Top, “Kadın işlerinin spesifik karakteristliği zamanla fiziksel ve mental sağlığı etkiliyor. Ortalama erkek bedeni ve yaşam tarzına göre düzenlenmiş ortam, cihaz ve çalışma programı kadınlar için problem olabiliyor. Daha etkin işçi sağlığı iş güvenliği önlemleri almak yerine cinsiyete dayalı iş ayrımları daha kolay geliyor işverenlere. Ve dolayısıyla iş yerindeki cinsiyetçilik ruh sağlığını da olumsuz etkiliyor.” dedi.

Selin Top, LGBTİ+’ların ise işe alımlarda kimliklerini gizlemek zorunda kalmaları, kimlikleri sebebiyle ayrımcılığa uğramaları, baskı ve mobbinge maruz kalmaları sonucu kronik stres, depresyon, anksiyete, psikososyal risklere daha açık olduklarını belirtti.

“Pandemi üniversiteli kadınların can damarını koparmış oldu”

Mersin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencisi Merve Karataş ise, pandemi sürecinden üniversiteli kadın öğrencilerin ne denli etkilendiğini anlatarak şu ifadelere yer verdi:

2020 yılında Mart ayından itibaren pandemi sürecini yaşamaya başladık. Bu süreçten en çok başta kadınlar olmak üzere gençler, işçiler, emekçiler, çocuklar etkilendi. Pandemide gençlerin yaşadığı sorunları uzaktan eğitim ve bununla beraber gelişen sorunlar olarak tarifleyebiliriz. Uzaktan eğitim altyapısının zayıflığı ve ekipmanlara ulaşmada zorluk yaşadı gençler. Bunun yanında uzaktan eğitim verimsiz hale geldi ve öğrenciler akademik anlamda yetersiz hissetmeye başladı. Üniversiteler biz öğrencilerin sosyal yaşam anlamında can damarıydı ve pandemi ile birlikte bu can damarımız kopmuş oldu. Kadın öğrenciler için bu durum daha da can yakıcıydı çünkü ev içi sorumluluklar kadınlara yüklendi. Üniversiteli genç kadınların pandemi sebebiyle eve dönmelerinin yanında bir de öğrenimlerini uzaktan sürdürmek zorunda kaldılar. Bu süreçte hem ders yükü hem ev içi yükümlülükleri gündelik yaşamlarının ciddi bir bölümü kapsadı ve pandeminin yarattığı endişe ile korkunun psikolojik baskısı eklenmiş oldu. Üniversitelerin ara vermesi genç öğrenci kadınların hayatında çok kritik bir değişime yol açtı. Çünkü üniversiteler sadece akademik anlamda kendimizi yetiştirdiğimiz alanlar değil; aynı zamanda kendi hayatını yaşıyor olmanın, kendi kararlarını veriyor olmanın özgürlüğünü sağlıyordu. 

Karataş; kadın öğrencilerle görüşüp, pandeminin etkileri üzerine deneyimlerini paylaşan kadınların karşı karşıya kaldığı sorunları aktararak sunumunu sonlandırdı.

Kurultay; soru-cevap, video gösterimi, serbest kürsünün ardından sona erdi.

Paylaş

İlgili Yazılar