Gerçeğin Dışlayan Sevgisizliğinden Kucak Açan Hayallere Sığınırım: Pearl

Ti West’in son filmi Pearl, yapısına zıt atmosferi ve “eski tip” melodramları anımsatan kurgusuyla adeta geçmişin ve günümüzün bir sentezi gibi. Yılın göze çarpan yapımlarından biri olan Pearl, Mia Goth’ın duru ve ölçülü oyunculuğuyla sizi duygudan duyguya sevk ederken, karakterin içinde bulunduğu durumlar ve olaylar silsilesi içinde,  sizi kimi  zaman çok tanıdık, kimi zaman çok yabancı bir karakterle baş başa bırakıyor. Bu yönüyle Pearl karakteri, izleyiciye anlaşılmak ve anlaşılmamak arasında bir gelgit yaşatıyor.

Çiftlikte annesi ve engelli babasıyla mütevazi bir hayat süren Pearl, bu sıradanlığın içinde kaybolmaktan korkmak ile birlikte, baskıların ve sınırların, dallandırıp budaklandırdığı sevgisizlik sarmaşığının kendisini sarmalayıp boğmaması için bir savaş veriyor. Bu savaş nefes almak için verilen bir savaş; anlaşılmak ve değer görmek için verilen bir savaş.

Pearl, çiftlikte kendisine dayatılan işlerden fırsat buldukça şehre inip, annesinden gizli sinemada film izlemekte. Özellikle dansçı kızların olduğu filmleri tercih eden Pearl’ün en büyük tutkusu dans etmek; en büyük hayali ise çok ünlü bir dansçı olup sevilen, saygı duyulan ve takdir edilen biri olmak. Çiftlik ve sinema arasında sınırlı bir yaşam süren Pearl, kendini bu hayale o kadar kaptırmış ki her şeyini bu hayale bağlamış. Fakat hayallerde bile Pearl’a rahat yok. Annesi sürekli onu bu yüzden aşağılıyor ve hevesini kırıyor. Hayallerine  bile ket vurulmaya çalışılan Pearl’in sabrı bir süre sonra taşacak ve kıyamet başlayacak. Bastırılmış duyguların şiddetinden, herkes nasibini alacak.

Türü korku olarak tanıtılan filmin korku yönü malesef çok zayıf hatta yok. Yer yer geren film için maalesef gerilim filmi de diyemeyiz çünkü filmin atmosferi ve olayların tekdüzeliği gerilim havasını söndürüyor. Fakat Pearl, güzel bir dram filmi; oldukça iyi işleyen bir dramatik yapıya sahip. Pearl korkmak için kötü drama doymak için iyi bir tercih. 

Paylaş

İlgili Yazılar