Kadınlara ceza, şampiyonluk kutlamalarına müsamaha

Mersin Kadın Platformu, emniyet güçlerinin kadınlara pandemiyi bahane ederek 100 bin TL’yi aşan para cezaları yazıp ‘tam kapanma’ sırasında kentte yapılan şampiyonluk kutlamalarına izin vermesine “Bizler ölmek istemiyoruz dediğimiz için 100 bin TL’yi aşan para ceza ile durdurulmaya çalışılırken bu ülkede kalabalık bayram namazları teşvik edildi, şampiyonluk kutlamaları emniyet güçlerince keyifle izlendi” diyerek tepki gösterdi.

Haber- Fatoş Sarıkaya

Mersin Kadın Platformu ‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz’ nöbet eyleminin 6. Haftasında 100 bin TL’yi aşan para cezalarına rağmen sokaklarda olup “Hayatlarımızdan ve haklarımızdan vazgeçmiyoruz” dediler. Cumhurbaşkanlığı kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nin 1 Temmuz’da sona ereceği Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. 1 Temmuz’a az bir zaman kalmasına rağmen kadınlar İstanbul Sözleşmesi mücadelesinden vazgeçmiyor. Mersin Kadın Platformu bileşenleri ‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz’ nöbet eyleminin 6.’sını Özgecan Aslan Meydanında gerçekleştirerek cinsiyet eşitsizliğine, kadınların kazanılmış haklarına yapılan saldırılara, heteroseksizme ve Filistin’deki zulme karşı ses çıkardılar.

Nöbet eylemde yapılan basın açıklaması metnini okuyan Zeynep Kaya, İstanbul Sözleimesi’ne sahip çıktıkları ve yaşamı savundukları için emniyet güçlerinin pandemi bahanesi ile 100 bin TL’yi aşan para cezaları yazdığını hatırlatarak “Bizler, burada olan kadınlar, Mersin emniyetinin bize yılmadan yazdığı cezalara rağmen hala buradayız. Bizler ölmek istemiyoruz dediğimiz için 100 bini aşan para ceza ile durdurulma çalışılırken bu ülkede kalabalık bayram namazları teşvik ediliyordu. 2 yıla yakındır ağır stres, iş yükü ve risk altında çalışan sağlık emekçileri kreşsiz plansız beceriksiz tedbirler sebebi ile çocuklarını evde yalnız bırakmak ya da hastanelere götürmek zorunda kalırken, şampiyonluk kutlamaları emniyet güçlerince keyifle izleniyordu.” diye konuştu.

“Geçmişten bugüne karanlığa karşı buradayız, vazgeçmiyoruz”

17 Mayıs 1987’de yapılan Dayağa Karşı Kampanya’nın yıldönümüne ilişkin konuşan Zeynep Kaya şunları söyledi:

Şubat 1987’de Çankırı’da bir hakimin ‘…ara sıra kavganın evliliğin tadı tuzu olduğu… Anadolu’da çok dikkatimi çeken bir söz var ‘karının sırtını sopasız karnını sıpasız bırakmamak gerek derler…“ diyerek Erkek şiddetini aklamaya çalışması üzerine kadınlar “Dayağa Karşı Kampanya” adı altında büyük bir kampanya düzenliyorlar. Kampanya öyle coşku ile büyüyor ki 17 Mayıs 1987’de İstanbul Yoğurtçu Parkında Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü gerçekleştiriyorlar. Bu kampanya sonra da devam ediyor ve ardından kadınlar şiddet odaklı çalışan kurumlar kuruyor, hukuki ve hak mücadelelerine devam ediyorlar. Yani bizler o günlerden bugünlere bu karanlıkla mücadele ediyoruz. O günler de bugünlere benziyordu. O günlerde de anayasal haklarımız olan şiddetsiz şekilde gösteri ve yürüyüş düzenlemek hakkımız bu kez 12 Eylül Faşist Cuntası tarafından engelleniyordu.  Uzun bir toplumsal sessizliğin ardından ilk sokağa çıkanlar artık şiddete ‘yeter!’ diyen kadınlardı. Mezapotamya’nın İştar’ından, Anadolu’nun Baciyan-ı Rum’undan, Nezihe Muhiddin’den, Zabel Yesayan’dan aldığımız gelenekle, mücadele ve isyanla, bu karanlığı yırtmıştık. Bugün de bütün bu karanlığa ve geleceksizliğe karşı buradayız, sokaktayız.

17 Mayısı Homofobi, Bifobi, Transfobi ve İnterfobi Karşıtlığı Gününe de değinen Kaya ataerkinin ezdiği bütün ötekiler, atanmış cinsiyetlere, atanmış ilişkilere, atanmış hayatlara karşı bir bütün olarak mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.

Kadınlardan Filistin direnişine selam

Filistin halkının İsrail karşısındaki direnişine selam yollayan kadınlar şu ifadelere yer verdiler:  Bizler de buradan hem Filistin’de direnen kadınlara ve Filistin halkına selam ediyor, hem de Rachel Corrie’nin anısıyla dayanışma duygularımızı iletiyoruz. Rachel’in dediği gibi; 

‘Zulüm bizdense ben bizden değilim”

Ve tekrar hatırlatalım,

Sizler savaşı savunurken, bizler hep barışı savunacağız!

Sizler mafya babaları ve cemaatlerle küçük hesaplar yaparken bizler dayanışmamızı büyüteceğiz!

Sizler iktidar hırsı ile halklara yalan söylerken, bizler yeni capcanlı sınıfsız sömürüsüz bir hayatı öreceğiz!

Sizler tarihin karanlık sayfaların gömüleceksiniz, bizler çocuklarımıza bu karanlık günleri ve sizleri daha güzel bir hayatın içinden anlatacağız! Sizler gideceksiniz, bizler kalacağız!

Paylaş

İlgili Yazılar