Mersin Kadın Platformu katledilen kadınların hesabını sordu

Mersin Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi nöbetinde kadın katillerinin devlet tarafından korunduğunu ileri sürerek, erkekler tarafından öldürülen kadınlar için adalet taleplerini yinelediler.

Haber- Fatoş Sarıkaya

İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanı tarafından tek taraflı feshedilmesinin ardından Mersin Kadın Platformu, her hafta ‘İstanbul Sözleşmesi bizim, vazgeçmiyoruz’ nöbet eylemi gerçekleştiriyor. Bu hafta 9. yapılan nöbette kadın cinayetlerine ve cezasız kalan faillere karşı ses çıkarıldı. Nöbet eyleme platform bileşenleri, HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan , Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Mersin Şubesi ve Mersin’de polis Fatih Burak Aykul tarafından öldürülen Feray Şahin’in ailesi katıldı.

“Hayatlarımızı bir avuç erkeğe teslim etmeyeceğiz”

Platform adına basın açıklama metnini okuyan Çiğdem Serin, hayatlarını erkeklerin iktidar pazarlığına, mafya-çete düzenine teslim etmeyeceklerini dile getirdi. 20 Mart’tan bu yana tüm baskılara, rağmen sokakları terk etmediklerini belirten Serin,  “Bugün buraya bir kez daha hayatlarımızı yok sayanlara, mafya-çete iktidarının en tepesindeki erkekler tarafından katledilen, kaybedilen kız kardeşlerimizin hesabını sormaya geldik. Feray Şahin’e, Nadira Kadirova’ya, Yeldana Kaharman’a, Gülistan Doku’ya, Rabia Naz’a ne olduğunu sormaya devam ediyoruz. Feray Nadira, Yeldana, İpek Er, Rabia Naz bu kadın düşmanı iktidarla bağlantılı erkekler tarafından katledildi Gülistan Doku kaybedildi. Failleri devlet tarafından korundu.” diye konuştu.

“Failleri biliyoruz, adalet istiyoruz!”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “AKP döneminde faili meçhul cinayet yok” sözlerine karşılık  Feray’ın, Nadira’nın, Yeldana’nın, İpek’in, Gülistan’ın, Rabia Naz’ın faillerinin meçhul olmadığını ancak korunduklarını söyleyen Çiğdem Serin şu ifadelere yer verdi:

23 yaşındaki üniversite öğrencisi Feray Şahin, evinde polis memuru Fatih Burak Aykul’un silahıyla vurularak öldürüldü. Kasten değil “taksirle öldürme” suçundan 5 yıl 3 ay ceza alan ve iyi hal indiriminden yararlanan katil, 1,5 yıl hapis yattıktan sonra, 4 Ocak 2019 tarihinde serbest bırakıldı.

21 yaşındaki üniversite öğrencisi Yeldana Kaharman,  Mehmet Ağar’ın AKP milletvekili oğlu Tolga Ağar’ın evine röportaj yapmak için gitti. Sonrasında jandarmaya giderek cinsel saldırıya maruz kaldığını söyledi. Şikayetten bir gün sonra Tolga Ağar özel helikopterle şehri terk etti. Bir sonraki gün Yeldana Kaharman ölü bulundu. Olaya yayın yasağı getirildi, soruşturma karartıldı, otopsi raporunu gündeme getiren gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı. Bir kez daha soruyoruz: Yeldanaya ne oldu?

Batman’da 18 yaşındaki İpek Er intihar etmeden önce bıraktığı mektupta eski uzman çavuş, “Bozkurtlar” üyesi Musa Orhan tarafından tecavüze uğradığını, şikayetçi olacağını söylediğinde darp edilerek, tehdit edildiğini yazdı. İpek Er artık aramızda yok. Uzman Çavuş Musa Orhan ise hala tutuklanmadı.  İpek Er’e tecavüz ederek ölümüne neden olan Uzman Çavuş Musa Orhan serbest iken, tecavüze tepki gösteren Ezgi Mola’ya dava açıldı.

AKP Milletvekili Şirin Ünal’ın evinde çalışan 23 yaşındaki göçmen kadın Nadira Kadirova Şirin Ünal’ın evinde ölü bulundu.  Nadira’nın otopsisi bir gün içinde apar topar yapılarak Özbekistana gönderildi. Nadira ölmeden önce arkadaşına Şirin Ünal’ın kendisini taciz ettiğini söylemişti. Şirin Ünal’ın tabancasından çıkan kurşunla öldüğü anlaşılan Nadira’nın ölümüne intihar denildi. Şirin Ünal hakkında hiç bir soruşturma yürütülmedi.

Dersim’de üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Gülistan Doku 1,5 yıldır kayıp. Gülistan’ın en son görüldüğü eski sevgilisi Zaynal Abarakov un önceki günlerde Gülistan’ı darp ederek zorla aracına bindirdiği bilinmesine rağmen hiç gözaltına alınmadı. Gülistan 1,5 yıldır bulunamıyor.  Bulunana kadar Gülistan’ı sormaktan vazgeçmiyoruz.

11 yaşındaki Rabia Naz, Giresun’daki evinin önünde yaralı olarak bulunduktan sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olayla ilgili araştırma yapan gazeteciler gözaltına alındı. Kızının ölümünden dönemin AKP’li belediye başkanının yeğenini sorumlu tutan baba Şaban Vatan ise defalarca tehdit edildi. Ancak biz sormaktan vazgeçmiyoruz. Rabia Naz’a ne oldu?

Kadınlar 1 Temmuz’da sokakta

Çiğdem Serin, kadın katillerini, çocuk istismarcılarını koruyanların, İstanbul Sözleşmesi’ni savunan kadınların önüne polis barikatları diktiğini, gözaltına aldığını, para cezaları ile susturmaya çalıştığını söyledi. Tüm bunlara rağmen yaşamlarını ve haklarını savunmak için sokakta olmaktan vazgeçmeyeceklerini sözlerine ekleyen Serin, “Ne yaparlarsa yapsınlar susmuyoruz. Söz konusu olan yaşamlarımız, yok edilen, kaybedilen bedenlerimiz, çalınan hayatlarımız. Kadın düşmanı iktidardan, erkek adaletten, erkek egemen bu düzenden alacaklıyız. Birbirimizden, hayatlarımızdan, hayallerimizden, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. 1 Temmuz’a kadar ve 1 Temmuz’da sokaktayız. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz.” şeklinde konuştu.

“İstanbul Sözleşmesi’nin feshine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz

Açıklamadan sonra söz alan HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan kadın düşmanı politikalara karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini ifade etti. Kurtulan, “Ülkedeki baskı ve şiddet politikalarından en çok kadınlar etkileniyor. Ancak bunun karşısında da vae olan bir kadın mücadelesi var. Kadınlar olarak bu politikalara karşı her alanda isyan edip mücadele yürütüyoruz. Din adı altında vatanı sattılar. Sizin vatanseverlikle alakanız yok. Vatanı satanlar elini kolunu sallayarak sokakta dolaşırken, kadın mücadelesi esi yürüten partimiz ise kapatılmaya çalışılıyor. Bizler sadece Meclis’te değil toplumun her alanında sokaklarda mücadele devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nin feshine karşı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

“Şiddete karşı ortak bir tutum sergilenmeli”

Türk Üniversiteli Kadınları Derneği Başkanı Şerife Arıcı Yıldız ise şiddete karşı toplumun ve devletin ortak bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguladı. Yıldız, “Türkiye’de kadınlar oldukça uzun bir süredir yaşamak istiyoruz diye haykırıyor. Son aylarda bu haykırışa bir isyan daha eklendi. Kadınlar adalet istiyor. Çünkü kadınlar sadece erkek şiddetinden ölmüyor bu ülkede. Her ölen kadının arkasından iyi hal indiriminden, zaman aşımından dolayı dosyaların kapatılmasından, töre cinayetine ceza indiriminden kadınlar ve onların yakınları bir kez daha ölüyor. Bugün Feray Şahin’in annesi yanımızda. O da kızının katilinin adil bir şekilde yargılanması ve hak ettiği bir ceza alması için mücadele veriyor. Oysa adaletin olduğu bir ülkede böyle bir şey için mücadele etmek gerekmemeliydi. İşte bu adaleti sağlamak için toplum olarak bir duruş sergilememiz gerekiyor. Biz de bugün toplumsal dayanışmaya destek vermek için Türk Üniversiteli Kadınları Derneği olarak buradayız. Şiddete karşı ortak bir tutuma ihtiyacımız var. Toplumu da, onu oluşturan bireyleri de, devleti de böyle bir duruşa çağırıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Paylaş

İlgili Yazılar