Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin İl Örgütü, İzmir’deki parti binalarına yapılan baskında katledilen Deniz Poyraz’ın öldürülmesini protesto etti. İl binası önünde yapılan açıklamada, “Faşist bir kadın katilinin ne muamele ile gözaltına alındığını, kelepçe bile takılmadığını dün gördük. Ancak bilinsin ki katillerden hesabı kadın mücadelesi soracak.” denildi.
Haber- Fatoş Sarıkaya
Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelen Mersin Emek ve Demokrasi Güçleri temsilcilerinden oluşan kalabalık bir kitle, yürüyüşle il binasının önüne gelerek HDP’lilere destek verdi. Açıklamaya, Mersin Kadın Platformu bileşenleri, Halkevi, Devrimci Parti,Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Dersim Aleviler Derneği (DAD) Eş Genel Başkanı Musa Kulu, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin İl Başkan Yardımcısı Şerife Arıcı Yıldız, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi üyeleri de destek verdi.
“Açık katliam çağrıları bu saldırı ile karşılığını buldu “
Kitle adına açıklamayı okuyan HDP Mersin İl Eş Başkanı Gülbahar Şöfer, Poyraz’a dönük saldırıyı “alçakça” olarak tanımlayarak, “Bu katliam, iktidar blokunun oluşturduğu siyasi iklimin ürünüdür. ‘7 Haziran’ı unutmuyoruz’, ‘Bunlar daha iyi günleriniz’ diyen ve HDP’lileri ‘haşerelere’ benzeterek açık katliam çağrısı yapanların sesleri karanlık odakların planlarında ve tetikçilerin katliam girişimlerinde karşılığını bulmuştur. Bu saldırı içeride ve dışarıda sürdürülen Kürt düşmanlığının sonucudur. Deniz yoldaşımıza sıkılan kurşun Kürt halkına, demokratik siyasete ve HDP’nin temsil ettiği ortak yaşam iradesine sıkılmıştır. Güvenliği sağlamakla görevli siyasi iktidar ve emrindeki kolluk kuvvetlerinin Türkiye halkları açısından açık şekilde güvenlik sorunu oluşturduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.” dedi.
“Gün faşizme karşı durma günüdür”
Bu katliam karşısında muhalefet partileri ve tüm toplumsal kesimlerin tutum belirleyip hareket etmesi gerektiğinin altını çizen Şöfer, “Bizler her türlü saldırıya rağmen demokratik siyaset ve onurlu barış mücadelemizi sürdürme konusunda ısrarımızı devam ettireceğiz. Deniz ve binlerce yoldaşımızın mücadelesine yakışır şekilde bu ülkeye barışı ve demokrasiyi getirene kadar bir an bile olsun duraksamadan onurlu ve haklı yürüyüşümüze devam edeceğiz. Vakit kaybetmeden tüm demokrasi güçleri halklarımızın geleceğine dair demokratik ilkeler etrafında müzakere ederek çözüm önerileri geliştirmelidir. Cesaret faşizmin en büyük panzehiridir. Gün susma günü değil gün faşizme karşı bir arada durma, kenetlenme ve haykırma günüdür.” çağrısında bulundu.
Kadınlardan tepki: Faşist, erkek devletinin politikaları bir kadını daha katletti
Mersin Kadın Platformu adına konuşan Ceren İnan, Deniz Poyraz’ın öldürülmesinin faşist cinayet olduğu kadar bir kadın cinayeti olduğuna dikkatleri çekti. Failin gözaltına alınma biçimini eleştiren İnan, “Haftalardır biz İstanbul Sözleşmesi için sokaklardayız ve faili meçhul denilen, aslında mafta-devlet-çete iktidarının ilişkileri ile kadınların üzerinde baskı ve faşist araçlarının nasıl işletildiğini, kadın düşmanı politikalarla bu işin yürütüldüğünü ifşa etmeye devam ettik. Dün yine faşist, erkek devletin kadın düşmanı politikalarıyla halkları birbirine düşürme politikalarıyla bir kadın daha katledildi. Biz faili biliyor ve işaret ediyoruz. Katilin ismi ve yüzü belli olabilir ama arkasındaki isimleri, politikaları hepimiz biliyoruz. Bizler kadın düşmanlığına karşı mücadele ettiğimiz her süreçte katledilen kadınlar isyanımız diye alanlarda olmaya devam ediyoruz. Deniz Poyraz da bunun örneklerinden biri olacak. Biz dün gözaltına alınırken katile nasıl muamele edildiğini gördük. Bundan önceki gün hakları için, hayatları için, kazanımları için mücadele eden kadınlar yerlerde sürüklenerek, ters kelepçe yapılarak gözaltına alınırken faşist bir kadın katilinin ne muamele ile gözaltına alındığını, kelepçe bile takılmadığını gördük. Katillerden hesabı kadın mücadelesi soracak. Bu mücadele ile alanlarda olmaya, kadınların sesini her daim duyurmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Açıklama, alkış, zılgıt ve sloganlar eşliğinde son buldu.
