Mersin’de kadınlar Emine ve Azra için sokaklara döküldü

Antalya ve Kahramanmaraş kentlerinde önce kayıp ihbarı olan sonra da cansız bedenleri ormanda bulunan Azra Gülendam Haytaoğlu ve Emine Gökkız ile ilgili Mersin Kadın Platformu eylem yaparak, faillerin gerçek adalet ile yargılanmaları için sonuna kadar mücadele edeceklerini dile getirdi.

Haber- Fatoş Sarıkaya

Önce Azra Gülendam Haytaoğlu’nun hemen ardından da Emine Gökkız’ın katledilmesine karşı ülke genelinde büyük tepki oluştu. Birçok kentte sokaklara çıkılıp kadın cinayetlerine, cezasızlığa ve iktidarın kadın düşmanı politikalarına isyan edildi. Mersin’de de Mersin Kadın Platformu; ülkedeki yangınlar, ırkçı katliamlar ve kadın cinayetlerine ilişkin kentin en işlek caddelerinden biri olan Gazi Mustafa Kemal Bulvarında eylem yaptı.

“Azra’nın davasının takipçisi olacağız”

Platform adına konuşan Ceren İnan, Azra’nın faili Mustafa Murat Ayhan’ın içinde bulunduğu kurum ve kuruluşların arkasına saklanamayacağını belirterek, “Uluslararası gayrimenkul şirketi olan Re/Max Antalya şubesinin dönem başkanlığını yapan fail ne sahip olduğu sermayenin arkasına sığınabilir ne de erkek aklın arkasına. Re/Max’in, failin bilgilerini olaydan sonra hemen silerek fail ile bağı olmadığı çabasına girmesinin de kendi adını kurtarma çabası içinde olmasının da erkek aklın, ürünü olduğunu biliyoruz. Katil Mustafa Murat Ayhan’ın ilk ifadesinden sonra salıverilmesi Re/Max dahil birçok kurumun yönetimde olmasından kaynaklanıyor. Buradan yargı süreci içinde ki tüm yetkili kurumlara ve kişilere sesleniyoruz. Fail Mustafa Murat Ayhan’ın derhal tutuklanması ve tutuklu yargılanması sokakta, evde, iş yerlerinde var olan tüm kadınların yaşam hakları ve can güvenliği için zorunlu bir gerekliliktir. Faili ve işbirlikçileri yargılanacak olan Azra’nın davasının takipçisi olacak, kız kardeşlerimizin hesabını soracağız.” ifadelerini kullandı.

“Emine Gökkız’ın katilleri aramızda dolaşıyor”

2 Ağustos Pazartesi günü öldürüldüğü haberi gelen Emine Gökkız’ın fail veya faillerinin ellerini kollarını sallayarak herkesin içinde gezdiğini söyleyen İnan, yandaş medyanın bu cinayeti intihar adı altında gizlemeye ve yok etmeye çalıştığını öne sürdü. İnan, “Emine’yi katledilmeden önce bulması gereken yetkililer o gün görevini yapmazken, İktidar Emine katledildikten sonra yandaş medya eliyle bir intihar senaryosunu yaygınlaştırmakta gecikmedi. Emine Gökkız’ın katilleri şüpheli bir kadın ölümü ortaya çıkar çıkmaz intihar senaryosu yazıp soruşturma yürütmeyenler, faillere cezasızlıkla cesaret verenlerdir. Bu aklı ve söylemi üretenlerin de aynı erkek aklın savunucuları ve temsilcileri olduğunu ve de kimden güç alarak bu söylemleri ürettiğini biliyoruz, bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz. Emine Gökkız’ın faillerine yargı önünde gereken ceza verilene kadar sokakları da dava salonlarını da terk etmeyeceğiz. Hiçbir kadının öldürülmesi tesadüf değildir. Sistematik olarak gerçekleştirilmiş ve planlanmış bu cinayetin derhal aydınlatılmasını talep ediyoruz. Aydınlatılması için gereken çalışmaların hepsinin ve içinde olan tüm kurum ve kuruluşların Emine Gökkız’ın davasına intihar etmesi üzerinden değil kadın düşmanlığı üzerinden gerçekleştirilen “kadın cinayeti” davası olarak soruşturulmasının acil bir zorunluluk olduğunu buradan tekrar söylüyoruz.” şeklinde konuştu.

Kadınlar nefrete karşı yaşamı savunacak

Geçtiğimiz günlerde Konya’daki saldırıda Dedeoğlu ailesinin nefret politikaları ve cezasızlığın sonucu olarak katledildiğini ifade eden Ceren İnan şunları söyledi: Geçtiğimiz aylarda Deniz Poyraz, Kürt halkına ve aynı şekilde kadınlara yönelik nefret politikalarının bir sonucu olarak faşist katiller tarafından planlı bir şekilde katledildi. Hdp İzmir il binasının önüne çadır kuran polis, katillerin elini kolunu sallayarak binaya girip Deniz’in katledilmesine göz yumdu, katliamdan sonra katili, abicim diyerek karşıladılar, katili korumak için etten duvar oldular. Irkçı ve nefret politikaları sonucunda geçtiğimiz günlerde, Kürtlerin her fırsatta hedef gösterilmesiyle beraber, içlerinde 4 kadının da bulunduğu 7 kişilik Dedeoğlu ailesi faşistler tarafından katledildi, evleri ateşe verildi! Faillerin şikayete rağmen serbest bırakılmış olması bu katliamın göz göre göre geldiğinin kanıtıdır. Biz kadınlar nefret politikalarınıza da karşı dimdik ayakta duracak, nefrete karşı yaşamı ve barışı savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz!

Sokaklarımızda, evlerimizde, iş yerlerimizde öldürülmemizi münferit olaylarmış gibi göstermeye çalışanlar, hayatlarımıza ve yaşam alanlarımıza İstanbul Sözleşmesinden çıkarak gasp eden AKP-MHP ve onun örgütlü yapılarıdır.

İktidarın son dönemde kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırıları, kadınlara saldıran faillere güç veriyor.

İtaat eden, susan, cezasızlık politikalarınızla her gün sindirmeye çalıştığınız ürkek kadınlar olmayı hiçbir zaman kabul etmedik, etmeyeceğiz. Sokaklarımızda yeniden özgürce yürüyecek, katlettiğiniz ormanlarımızı yeşertecek ve özgürce koşacağız. Korkuyu ve bitmeyen şiddetinizi isyanımızla yeneceğiz.

Paylaş

İlgili Yazılar