“Devlet çocuk işçiliğine son vermeli”

Tarsus Kadın Platformu; paketleme işçisi olarak çalışan 13 yaşındaki Ula Kerem adlı çocuğun eşarbının iş makinesine takılması sonucu yaşamını yitirmesinin ardından eylem yaparak, devletin çocuk işçiliğine son vermesi gerektiğinin altını çizdi.

İki gün önce Tarsus’ta bir narenciye fabrikasında paketleme işçisi olarak çalışan 13 yaşında bir kız çocuğu Ula Kerem eşarbının iş makinesine takılması sonucu iş cinayetinde hayatını kaybetmişti. Onu kurtarmaya çalışan bir başka  kız çocuğu ise kolunu makineye kaptırarak yaralanmıştı. Yaşanan bu olay üzerine Tarsus Kadın Platformu, Yarenlik Alanında basın açıklaması yaparak çocuk işçiliğine ve iş cinayetlerine dikkat çekti. “Çocuk işçiliği son bulsun, Ula Kerem isyanımızdır” yazılı pankartın açıldığı eylemde “Susma haykır çocuk işçiliğine hayır”, “Ula Kerem isyanımızdır”, “Bağır herkes duysun çocuk işçiliği son bulsun”, “Bağır herkes duysun çocuk istismarı son bulsun” sloganları atıldı. 

“Bu cinayetin sorumlularını biliyoruz”

Tarsus Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Çiğdem Serin, yaşanan ölümün ardından öfkeli olduklarını belirterek, “20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününe sayılı günler kala savaşın yıkıma uğrattığı ülkesi Suriye’den Tarsus’a göç etmek zorunda kalan Ula Kerem’i bu düzen aramızdan aldı. Bu cinayetin sorumlularını biliyoruz. Sorumlusu kadınları ve çocukları güvencesiz koşullarda çalışmaya mecbur bırakan, mültecilere karşı ayrımcılığı körükleyen, kadınları, çocukları, mültecileri, LGBTİ+’ları koruyan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan, 4+4+4 eğitim sistemi ile zorunlu eğitim yaşını aşağı çekerek çocuk işçiliğinin artmasına neden olan AKP İktidarıdır. Kar hırsı ile çocuk emeğini sömüren, yaşamlarını tehlikeye atan patronlardır.” diye konuştu.

“Çocuk işçiliği insan hakları sorunudur”

Çocuk Hakları Sözleşmesine göre çocukların; eğitilme, giyinme, barınma, sağlık gibi birçok temel hakları olduğunu hatırlatan Çiğdem Serin, çocukların işçi olarak çalıştırıldıkları zaman bu haklardan yoksun kaldığını ve bunun da bir insan hakları sorunu olduğunu dile getirdi. Serin konuşmasında şu ifadelere yer verdi: 

 Ula, işçi olarak çalıştırılan binlerce çocuktan biridir. Kapitalizmin, patronların kar hırsı yüzünden sırf bedava ya da ucuz iş gücü elde etmek için binlerce çocuğun hayatı tehlikeye atılıyor, gelecekleri yok ediliyor. İş sağlığı ve güvenliği yasasının uygulanmaması ve cezasızlık politikaları yüzünden iş cinayetlerinin önüne geçilmezken, 5 işçiden birinin çocuk olduğu koşullarda çok sayıda çocuğun yaşam hakkı elinden alınıyor. Verilerde çocuk işçiliğinin gerçek boyutları perdeleniyor. İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisinin raporuna göre Çocuk işçiliğinin azaldığını gösteren verilere başta göçmen çocuklar olmak üzere çırak ve stajyer olarak çalışan çocuklar yansımıyor. Türkiye’de en az 2 milyon çocuk işçi bulunuyor. Son 8 yılda kayda geçmiş çocuk işçi ölümlerinin sayısı en az 513 olarak kayıtlara geçmiş durumda. Çocuklar işçilik sürecinde emek sömürüsü yanında  pek çok hak ihlaline,  istismara, şiddete uğramaktadır.

“Failler yargılansın, çocuk işçiliği yasaklansın”

Devletin çocukları korumakla yükümlü olduğunu hatırlatan Serin, çocuk işçiliğinin yasaklanması gerektiğini söyleyerek “Çocuk işçiliğine son verilmeli, gerekli denetimler sağlanmalı, çocukların anayasa ve uluslararası sözleşmelerden doğan hakları korunmalıdır. Çocuk işçiliği ve iş cinayetlerinin önüne geçilememesinin sebeplerinden biri de kadın cinayetlerinde olduğu gibi cezasızlık politikalarıdır. Bunun en somut örneği Adana’da 2014 yılında 100 lira haftalıkla çalıştığı işyerinde pres makinasına sıkışarak hayatını kaybeden Ahmet Yıldız. Mahkeme işvereni 24 taksitle ödeyeceği 30 bin lira ceza ile adeta ödüllendirmişti. İş cinayetlerinde cezasızlık politikalarına son verilmelidir.” dedi.

Faillerin hesap vermesi gerektiğini sözlerine ekleyen Serin, “Ula, emperyalistlerin ve suç ortağı AKP’nin Ortadoğu’daki savaş politikaları yüzünden hayatları elinden alınan binlerce çocuktan biridir.  Savaş politikalarından, siyasi çıkarlar uğruna mülteci düşmanlığını körükleyen politikalardan vazgeçilmeli, mültecilerin evrensel hakları tanınmalıdır. Ula Keremi aramızdan alan bu cinayetin sorumluları yargılanmalıdır. Failler hesap vermelidir. Çocuk işçiliği yasaklanmalıdır. Çocuktan işçi olmaz. Çocukların yeri fabrikalar değil, okullar, parklardır. Bu düzen çocukları istismar ediyor, öldürüyor. Kapitalizmin çarkları arasında çocukların  geleceğini yok etmelerine izin vermeyeceğiz. Emeği, bedeni ve yaşamı sömürülen kız çocukları ve kadınlar için mücadelemizi yükselteceğiz.” şeklinde konuştu.

Haber- Fatoş Sarıkaya

Paylaş

İlgili Yazılar