İklim krizi kadın ve çocukları daha çok etkiliyor

İklim değişikliğinden kadınlar ve çocuklar çok daha fazla etkilenecek. UNDP’ye göre, kadın ve çocukların bir afette ölme olasılığı erkeklere göre 14 kat daha fazla.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin geçen hafta yayınlanan son değerlendirme raporu, küresel ölçekte yıkıcı ısı dalgaları, orman yangınları, seller ve kuraklık saldırılarının yaşandığı bir yılda, inkâr edilemez bir ünlem görevi görüyor. 66 ülkeden 234 yazarın 14.000 referansa atıfta bulunduğu rapor, insan davranışlarına kadar uzanan daha sık ve şiddetli aşırı hava olaylarını haber veriyor.

UNDP iklim değişikliğinin üzücü, yürek burkan sonuçlarından kimse kaçamaz ve bu nedenle insani yardıma ihtiyaç duyan insan sayısı 2030 yılına kadar ikiye katlanacağını belirtiyor. UNDP’ye göre, kadın ve çocukların bir afette ölme olasılığı erkeklere göre 14 kat daha fazla. Afrika gibi iklim değişikliğine en az etki eden bölgeler, sonuçlardan en fazla etkilenecek bölgelerin başını çekiyor. 

UNDP kadınların iklim krizinden daha fazla etkileneceklerine dair sebepleri 5 başlıkta topluyor.

1-Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin artma ihtimali

Yakıt için su ve yakacak odun toplamaktan birincil sorumlu olan kadınlar ve kız çocukları, kıt kaynak arayışlarında daha fazla yürümek zorundalar. Nüfuslar iklim değişikliği nedeniyle yerinden edildiğinde (Somali ve Angola’daki kuraklığı düşünün), kadınlar ve kızlar, mülteci veya ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin kamplarında toplumsal cinsiyete dayalı şiddet riskini artırıyor. Yine, haneleri idare etmek için kaynak ararken, yabancı topraklarda yürürler ve kırılganlıklarını arttırırlar.

2- Çocuk evliliklerinin artması

UNDP’ye göe aşırı hava koşulları geçim kaynaklarını yok eder ve yoksulluğu şiddetlendirecek. Bu, aileleri, bir başlık parası karşılığında veya bir kızın gelecekte şansını artırdığına inandıkları için besleyecek bir kişi daha olmaması için genç kızları evlendirmeye teşvik edebilir. 

3- Erken ve ölü doğumlar

Araştırmalar, “doğumdan önceki haftadaki 1 santigrat derecelik bir artışın, sıcak mevsimde (Mayıs-Eylül) yüzde 6’lık bir risk artışıyla ilişkili olduğunu ve bu da 10.000 doğumda yaklaşık dört ek ölü doğum anlamına geldiğini gösteriyor. Tüm kanıtlar aşırı sıcak havanın olumsuz doğum sonuçları arasında bir bağlantıya işaret ediyor.

4- Anne ve yenidoğan sağlığı tehdidi

UNDP’ye göre sıtma ve dang humması gibi vektör kaynaklı hastalıklar düşük, erken doğum ve anemi ile ilişkilendirilmiştir. Artan sıcaklıklar, bu hastalıkları yayan sivrisineklerin aktif olduğu mevsimleri uzatıyor ve ıslak ortamlar üremelerini teşvik ediyor. İklim değişikliği, hamile kadınlarda mikrosefali (beyin anormalliği nedeniyle küçük kafa) gibi ciddi doğum kusurlarına neden olabilen Zika virüsü gibi vektör kaynaklı hastalıkların yayılmasını da artırabilir.

5- Üreme sağlığı ve doğum kontrol erişiminin kısıtlanması

UNDP, COVID-19 krizinde yaşandığı üzere kadınlar daha az gerekli görülen hizmetlerden uzaklaştıklarını vurguluyor. Acil durumlara müdahale öne çıkıyor, cinsel sağlık ve üreme sağlığı ile ilgili hizmetlerin öncelik sırası değişiyor. Cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetleri devam etse bile, yerinden edilmiş kadınlar ve kızlar genellikle bunlara erişimi kaybediyor ve bu da daha fazla istenmeyen gebeliklere ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara neden olabilir. 

UNDP’nin uyarı yazısının sonunda dünya, cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve haklarının bir iklim sorunu olduğunu ve kadınların iklim politikasının bir parçası olması gerektiğini kabul etmesi gerektiğine dikkat çekiyor.  

Kaynak: Eşit Adımlar

Paylaş

İlgili Yazılar