“Kadınların farklılıklarıyla büyük bir örgütlenme yaratması ilham verici”

25 Kasım etkinlikleri kapsamında Mersin’e gelen Prof. Dr. Nükhet Sirman; kadınların farklılıklara rağmen bir araya gelebilmelerinin, ittifak oluşturmalarının ve örgütlü hareket etmelerinin çok kıymetli olduğunu vurgulayarak “Kadınlar birbirlerinin farklılıklarını kabul etmeyi öğreniyorlar. Tüm farklılıklara rağmen bu denli örgütlü hareket edilmesini oldukça ilham verici buluyorum.” dedi.

Haber- Fatoş Sarıkaya

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, antropolog Prof. Dr. Nükhet Sirman Kültürhane’nin Mor Sohbetler serisinin konuğu oldu. Dissensus Araştırma bünyesinde Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı için yapılan ve Eylül 2021’de yayınlanan “Kadına Yönelik Şiddet: Kadınların Deneyimleri, Kurumlar ve Mecralar” başlıklı araştırmanın bulguları üzerine bir söyleşi gerçekleşti.

Söyleşiden sonra Kadından Haber’e konuşan Nükhet Sirman; İstanbul Sözleşmesi, feminist hareket, kadına yönelik politikalar hakkında değerlendirmelerde bulundu.

“Kutsal aile denilen şey bir uydurma”

Hükümetin ‘Türk aile yapısını zedelediği’ gerekçesiyle İstanbul Sözleşmesi’ne saldırmasını ve Cumhurbaşkanı kararıyla feshedilmesini yorumlayan Nükhet Sirman, “Kutsal aile denen şey bir uydurma. Muhafazakarların anlattığı aile aslında olan değil, olmasını istedikleri aile biçimi. Aslında bir hayal ve Türkiye’de gerçeği yansıtmıyor. Türkiye’de aile biçimleri çok farklı ve çeşitli. Bütün bu farklılıkları yok sayıp kendi kafalarında, özellikle de erkeklerin çok güçlü olabileceği bir aile biçimi hayali var. Türkiye’de kadınla ilgili yapılan politikaların çoğu aile üzerinden gidiyor. Feministler de zaten bu erkeklerin kadınlar üzerindeki tahakkümü sona erdirmek için ortaya çıktıkları için onlar tabi ki bu aile formatını eleştirmek zorundalar.” diye konuştu.

Feministlerin aile yapısına dair politika üretmelerinin önemine vurgu yapan Sirman, “Eğer siz sistemin tanıdığı aileye benzemeyen bir aile içerisindeyseniz sosyal politikaların dışında kalıyorsunuz. Türkiye’de 2005’e kadar kadın cinayetleri, aileye ve topluma karşı olarak tanımlanıyordu. Bireye karşı cinayet olarak tanımlanmıyordu. Aile sürekli olarak kadınları görünmez kılan, kadınların yaşadığı sorunları anlamsız kılan bir sistem olarak kullanıldı. Feministlerin buna karşı olmasının çok büyük bir önemi var. Farklılıkları, türlü aile biçimlerini göstermeleri, yaşamaları, geliştirmeleri çok önemli.” ifadelerini kullandı.

“Erkekler aile içerisindeki tekil gücü kaybetmekten korkuyor”

Sağ muhafazakar kesimlerin ve iktidarın benimsemiş olduğu eşitlikten uzak, kadını ikincileştiren aile yapısının yaşam koşulları sebebiyle artık dönüşüm geçirdiğini belirten Nükhet Sirman şunları söyledi:

“Yaşam koşulları, erkeklerin tekil bir güç olarak aile içerisinde var olmasını engellemeye başlıyor. Çünkü atık tek bir maaşla geçinecek bir aile kalmadı ortada. Çok ciddi bir ekonomik erozyon var ve bunun sonucunda kadınların çalışması, dışarı çıkması gerekiyor. Çocukların eğitimi artık kadınların daha fazla dış hayatla iç içe olmasını gerektiriyor. Çok ciddi olarak kadınların aile dışında iş yapmalarını gerektiren bir yaşam var artık. Öte yandan artık sosyal medya, kitle iletişim araçları var. Bütün bunlar sayesinde kadınlar başka başka şeyler görüyorlar. Eskiden kadınlara derlermiş ki ‘roman okumayın, zıvanadan çıkarsınız’ Şimdi de sosyal medya kadınları zıvanadan çıkarıyor deniliyor. Kadınlar sürekli zıvanadan çıkıyor, onları zıvanadan çıkartmış bir şeyler oluyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması aynı zamanda da bu genel bir uluslararası ilişkiler bakış açısına da dayanıyor. Hem ekonomik hem politik hem de küresel bağlamlar içerisinde anlaşılması gerekiyor İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması meselesi.”

“Mersin’de çok ciddi bir kadın hareketlenmesi ile karşı karşıyayız”

Mersin’deki kadın hareketinin güçlü yapısına da değinen Nükhet Sirman, “Mersin her zaman müthişti. Ama son zamanlarda çok ciddi bir kadın hareketlenmesi ile karşı karşıyayız burada. Kadına yönelik şiddet konusunda çok aktifler, çok iyi işler yapılıyor burada. İletişim ağları çok güçlü ve etkilenmiş durumdayım.” dedi.

Kadınların farklılıklarına rağmen bir araya gelerek mücadele etmelerinin çok kıymetli olduğunu söyleyen Sirman, “Kadınlar farklı farklı gruplar içerisinde örgütleniyorlar, bir araya geliyorlar, bilinçleniyorlar. Belirli platformlar kuruyorlar. Bu sayede 25 Kasımlarda, 8 Martlarda sokaklar mora boyanıyor. Bu şekilde kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıktılar, nafaka problemleriyle baş etmeye çalıştılar, şiddete karşı bir araya geldiler. O platformlarda çok farklı bakış açılarından gelen kadınlar birbirleriyle konuşmayı, ittifak içerisinde olmayı, kadınlar arasındaki farklılıkları kabul etmeyi öğreniyorlar. Ben bunu çok kıymetli buluyorum.” şeklinde konuştu.

Paylaş

İlgili Yazılar