Kampüs Cadıları: Hayatlarımız dört bir yandan saldırı altında!

Kampüs Cadıları, ‘Damızlık Kızın Öyküsü’ dizisinde yer alan kıyafetlerle İstanbul, İzmir ve Ankara’da eylem yaparak, kadın cinayetlerine ve iktidarın kadın düşmanı politikalarına dikkatleri çekti. “Hayatlarımız dört bir yandan saldırı altında! Evde, kampüste, sokakta, iş yerinde güvende değiliz” diyen Kampüs Cadıları, tüm bu saldırılar karşısında kadın dayanışmasını büyüterek mücadele edeceklerini ifade etti. 

Kampüs cadıları İstanbul, Ankara ve İzmir’de kadınların yaşadığı hak ihlalleri, maruz kaldıkları şiddet ve kadın karşıtı politikalara karşı eylem gerçekleştirdi. Margaret Atwood’un ‘Damızlık Kızın Öyküsü’ romanından uyarlanan dizide yer alan kostümlerle yapılan yapılan eylemlerde “Cadısın hatırla isyanla özgürleş” pankartı açılıp, “Korktuğun anda cadı olduğunu hatırla”, “Ben korkmak istemiyorum patriarka korksun” dövizleri taşındı. Eylemlerde sık sık “Kadınların isyanı kampüslerden taşıyor” sloganı atıldı. Kampüs Cadıları adına açıklamayı Gizem Alica yaptı.  

“Erkek şiddeti hayatımıza karabasan gibi çöktü”

Erkek devletin ve iktidarın, içinde bulunduğu krizler sarmalının pandemi ile birlikte daha da derinleştiğini söyleyen Gizem Alica, devletin bu krizler sarmalından daha fazla şiddet, korku, baskı ve kadın düşmanlığı ile çıkmaya çalıştığını belirtti. Alica, “Her gün artan erkek şiddeti ve kadın düşmanlığı hayatlarımıza karabasan gibi çöktü. Her gün onlarca kadın şiddete, tacize maruz bırakılıyor. Her gün en az 3 kadın erkek devlet şiddeti sonucu katlediliyor. Biliyoruz ki artan şiddet ve cinayetler tesadüfi değildir. Kadınlar için en güvensiz mekanların başında evler yer alıyor. En fazla şiddetin, istismarın ve cinayetin yaşandığı mekanlardır bizim için evler. Pandemi süreciyle birlikte yapılan “evde kal” çağrıları yine bize daha fazla şiddetten ve emek sömürüsünden başka bir şey sunmadı. Kampüslerimizden yeniden aile evlerine döndüğümüz süreç, ev içi emek sömürüsünün bir dişlisi olmayı dayattı bizlere.” dedi.

“Akademideki taciz kültürüne karşı önlem alınmıyor”

Uzaktan eğitim sürecinin kadın öğrencilerin yaşadığı hiçbir sorunu azaltmadığına, aksine derinleştirdiğine dikkatleri çeken Alica, “Canlı derslerde kameralarını, mikrofonlarını açık unutan hocalar gözler önünde kadın öğrencileri taciz etti. Akademide kol gezen şiddet ve taciz kültürüne karşı önlem alınmıyor, tacizciler kampüslerimizde dolaşmaya devam ediyor. 
Sayılı üniversitelerde olan Cinsel Tacizi Önleme Birimleri yine uzaktan eğitimle birlikte daha da işlevsizleştirildi. Boğaziçi Üniversitesi CİTÖK koordinatörü önce ücretsiz izine çıkarıldı ardından, CİTÖK’e artık gerek kalmadığı belirtilerek tamamen işten çıkarıldı ve birim kapatıldı. Tacizciler ve şiddet failleri hala üniversitelerimizin içindeyken “gereksiz” denilerek, mücadelemizle kazandığımız CİTÖK’lere saldırmak kadın düşmanlığıdır.” şeklinde konuştu.

“Canımız hiçe sayılırcasına haklarımıza saldırılıyor”

Gizem Alica, iktidarın kadın düşmanı söylemleri ve politikalarıyla kadın kazanımlarına ve haklarına bir bir saldırıldığına işaret ederek şu ifadeleri kullandı: Nafaka hakkımız gasp edilmek isteniyor, istismarcıları aklayan yasalar meclisten geçirilmeye çalışıyor, toplumsal cinsiyet dersleri kaldırılıyor, İstanbul Sözleşmesi feshediliyor. Tüm bu politikalardan cesaret alan katiller “Seni öldürürsen 3 – 5 ay yatar, çıkarım” diyebiliyor. Şiddet ve saldırı durumlarında şikayetçi olmak isteyenler kadınlar, ya faillerle barıştırılmaya çalışıyor ya da karakollardan evlere gönderiliyor. Kadınların şiddete karşı en büyük kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi, canımız hiçe sayılmak istenircesine, sanki kadınlar öldürülsün diye feshediliyor. ‘İstanbul Sözleşmesi kalktı, şiddet azaldı.’ diyenlere hatırlatalım, Sözleşmenin feshedildiği gecenin sabahı, tam 7 kadın erkekler tarafından öldürüldü! 

Hayatlarımız dört bir yandan saldırı altında! Evde, kampüste, sokakta, iş yerinde güvende değiliz. Bir tarafta bu saldırılar ve kadın düşmanlığı şiddetlenirken diğer tarafta ise kadınlar isyan çığlıklarıyla sokakları dolduruyor, geri adım atmıyor. Yan yana gelerek kız kardeşliği yaşamın her alanında yükseltiyoruz. Bizleri özel alanlarımıza sıkıştırmak isteyen, baskıcı denetim mekanizmalarıyla yaşamlarımızda tahakküm kuran patriyarkal kapitalizmi isyanımızla al aşağı etmeye söz verdik. Yakamadığınız cadıların torunları olduğumuzu sizlere her gün hatırlatarak sahip olduğumuz özgürlüğü kuşanıyoruz. Yaşamlarımızı, haklarımızı, hiçbir zaman sizlere bırakmayacağız.

Fotoğraf: İlker Eray

Paylaş

İlgili Yazılar