Kendi Sessizliğinin Farkına Varmak: Zuhal

Nazlı Elif Durlu’nun ilk uzun metrajı Zuhal, geçtiğimiz yılın dikkat çeken yerli işlerinden biriydi. Festivallerde birçok adaylığı bulunan film, Seyfi Teoman En İyi İlk Film ödülünün sahibi olurken, Nihal Yalçın’a ise Altın Portakal En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandırdı.

Başarılı bir avukat olan Zuhal’in yalnız ve sakin hayatı, evinde duymaya başladığı kedi sesiyle altüst olur. İzini sürmeye başladığı bu ses, alıştığı ve sığındığı tekdüze hayatından yavaşça sıyrılıp yeniliklere yelken açacağının bir habercisiydi.

Zuhal’i tanıyıp, içinde bulunduğu keşmekeşin şahidi olduğumuz anlar dahilinde, karakterle birlikle seyirci de bir süre sonra Zuhal’in duygu durumunu benimsemeye başlıyor ve adeta bir gölge gibi istemsizce onu takip ediyor. Seyircinin gölge görevini üstenmesi, filmin yaratmak istediği sessiz yalnızlığın ve belirsizliğin bir sonucu aslında. Nereden geldiği belli olmayan bir kedi sesi Zuhal’in hayatında büyük bir çığlıkla yankılanmaya başlıyor. Adeta kahramanın harekete geçmesi için gönderilen bir mesaj gibi duyduğu ses de Zuhal’in sessiz yalnızlığını sonlandırması için bir çağrı görevini üstleniyor. Belirsizlik ve merak içinde duyduğu sesin peşine düşen Zuhal, bu vesileyle içe dönük hayatını dışa döndürecek girişimlerde bulunacaktır.

İlk andan itibaren seyircisini içine çeken, merak duygusunu yavaş yavaş besleyen ve sonunda doyuma ulaştıran bir film Zuhal. Çok iyi işleyen bir senaryo matematiğine ve bununla birlikte bu matematiğe çok yatkın bir film yönetimine sahip.

Kadın yönetmenlerden daha çok hikaye izlemek istediğimi belirterek, toplumun her alanında kadın ve kadın emeğinin destekleyicisi olduğumu belirtmek istiyor ve sinemanın ve birçok farklı alanının kadın gözünden ve fikrinden mahrum kalmamasını diliyorum.

Paylaş

İlgili Yazılar