Fuhuşa sürüklendiği yerden kaçan kadın yaşadıklarını anlattı

Tarsus’ta fuhuş ve uyuşturucuya sürüklenen T. A. adlı kadın zorla çalıştırıldığını söylediği gazinodan kendi imkanları ile kaçarak yakınlarının yanına geldiği ve polise ifade verdiği öğrenildi.

Jinnews’in ulaştığı T. A. yaşadıklarını anlattı.

‘Aileme anlatmaktan korktum’

2 yıl önce kendisini uyuşturucuya sürükleyen kişinin H.T. olduğunu söyleyen T., fabrikada başının ağrıdığını ve H.’nin kendisine uyuşturucu verdiğini iddia etti. T., “O ilacı içtikten sonra o kadar ateşim çıktı ki. Ne yapacağımı bilemedim. Benim bu şekilde fenalaştığımı gören H. beni eve bırakmak için çıktı. Onunla beraber arabaya bindik. Beni evime götürmek yerine kendi evine götürmüş. Daha sonra videolarımı ve fotoğraflarımı çekmiş. Çektiği videolarla bana şantaj yapmaya başladı. Yaşananları aileme anlatmaktan korktum. Benim peşimi bırakmadı. Ben de onun getirdiği hapları satmaya başladım, kullandım. Ben fabrikaya çalışmaya gitmiyordum artık, sürekli hap satıyordum. Ancak H. beni işteymiş gibi gösterip, bana ücret ödüyordu. Bu sürekli devam etti. Uyuşturucu kullanan başka kişiler de vardı. Bu kişiler D.K, A.K isimli kadınlar ve Y.K isminde erkek vardı. Onlar da uyuşturucu kullanıyordu. Y.K, A.K.,’nin erkek arkadaşıydı. H. bu durumu öğrendikten sonra bana sürekli, ‘git A. ile arkadaşlık kur’ diye baskı yapıyordu. Onu da getirmemi istiyordu” dedi.

“Gözümüzün önünde insanları darp ediyorlardı”

Yaklaşık 2 buçuk yıl önce evlendiğini kaydeden T., evlendikten sonra H.’nin vermesiyle uyuşturucu kullanmaya başladığını söyledi. H. durumu bildiği için sürekli eşine söylemekle tehdit edildiğini belirterek, “Uyuşturucu kullananlar H.’den temin ediyordu. H., ‘Gelin ortamımda kullanın size ücretsiz vereyim’ diyordu. Tabi bu maddeyi kullanan birine çok cazip gelen bir şeydir para vermeden madde kullanmak. H. iki evlilik yapmış, bundan kaynaklı da 2 tane evi vardı. Bizi sürekli 2’nci eşinin evine götürüyordu. 2’nci eşi D.’de bu işin içerisindeydi. D. kadınları kandırarak H.’ye yönlendiriyordu. H. bize uyuşturucu verdikten sonra satmaya çıkıyorduk. Bizi ayık kafa ile satıma çıkarmıyordu. Çünkü sattığımız kişilerin kim olduğunu bilmemizi istemiyordu. Uyuşturucu satımında ben, D.K ve Y.K vardık. Tabi bu satım işi ilerlemeye başladı. Bu sefer bizleri kendi evinde, arkadaşlarına pazarlamaya başladı. M.T. var H.’nin tetikçisi H.’ye karşı gelenleri vuruyordu. Kaç sefer bizim gözümüzün önünde insanları darp ettiler” ifadelerini kullandı.

“Tedavi olmaya başladım”

Erkekler tarafından tehdit edildiğini söyleyen T. konuşmasına şöyle devam etti: “H. bize ‘eğer bize karşı bir yanlışınız olursa sizin de sonunuz böyle olur’ diyordu. Biz de korkuyorduk ve sürekli sustuk. Daha sonra D.Ö. diye biri aramıza katıldı. O., ‘Metamfetamin ’ kullanıyordu. H. onu da pazarlıyordu. Ancak kızın vücudunda yaralar oluşmaya başlamıştı. Kullandığı maddeden kaynaklı. H., ona ‘benim bildiğim bir yer var, orada istediğin kadar kullanabilirsin, satabilirsin’ demesiyle kızı Ankara’da bulunan bir gazinoya gönderdi. D.Ö. Ankara’dan döndükten sonra onunla görüştüm. Uyuşturucu kullandım o zaman ailem beni aradı. Ben korktum bir şey olur diye D.Ö. ile Ankara’ya gitmeye karar verdim. D.Ö., H.’yi aradı ve benim de gitmek istediğimi söyledi. H., ‘tabi T.’de gelsin zaten bize para lazım’ dedi. Bizim karşılığımızda para alıyordu. Aksaray’a gidince vazgeçtim ve ailemi aradım durumu anlattım. Geri dönmek istediğimi söyledim. Ailem arkamda durdu ve beni almaya geldiler. Beni tedavi ettirmeye başladılar. Mersin’de bulunan Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi Araştırma Merkezi’ne (AMATEM) gittim tedavi olmaya. Ancak orada bana herhangi bir ilaç verilmedi. Orada bir hafta kaldıktan sonra Adana AMATEM’e randevu aldım. Oraya gittiğimizde bana ağır ilaçlar vermediler. İlaçlar beni uyutmadığı için sürekli madde aklımdaydı, krizlere giriyordum.

“Aileme zarar verirler diye korktum”

Annemin telefonunu gizli bir şekilde aldım ve H.’den uyuşturucu istedim. Krizde olduğum için madde istedim. Annemlere telefonda müzik dinlediğimi söylüyordum. Daha sonra H. bana kapının önüne ya da başka bir yere madde bırakıyordu ve ben onu oradan alıp kullanıyordum. Ona sürekli parasını sonra vereceğimi söylüyordum. Bu yaşananlar 2 buçuk 3 ay önce gerçekleşti. Hem hastanenin verdiği ilaçları hem de uyuşturucu ilaçlarını beraber kullandım. Ailem bunu anlamıyordu. H. bana mesaj atmıştı ‘ya parasını vereceksin ya da seni göndereceğim yere gideceksin ve kimseye söylemeyeceksin’ diye. O kadar borç oluşmuştu ki ben o parayı nasıl vereceğimi bilemiyordum. Karakola gitsem H. ile birlikte ben de alınacaktım. Çünkü ben kendim H.’den uyuşturucu istiyordum. Bu durum böyle devam etti. Ve bir gün ben evden kaçtım. Ailem beni buldu ve tedavi olmam için yardım etti. O zaman zarfında uyuşturucu kullanmadım. Daha sonra ev değiştirdik. Ancak biz ev değiştirdiğimiz zaman H.’nin adamı kapının önünde bekliyordu. Ben onu gördükten sonra aileme zarar verirler diye korktum.

“4-5 araba değiştirdik”

Ben H.’nin adamını gördüğüm zaman hep şunu düşünüyordum. Ben ölürsem eğer benim cesedim bir çöp kovasında, bir dere kenarında, bir ormanlık alanda bulunacak diye. Bir gün birinin ablamın kapısına uyuşturucu bıraktığını gördüm. Tabi bunu benim için yaptıklarını biliyordum. Gittim maddeyi aldım, kullandım. O esnada bir arabanın sokakta beklediğini gördüm, araba saatlerce gitmedi. Ben de gidip arabaya bindim ve gittim. 4-5 tane araba değiştirdiğimi biliyorum. Daha sonra bir kontrol noktasında durdurulduk. Ailemin karakola gidip başvurduğundan kaynaklı polisler beni karakola götürdü. O esnada saate baktım saat gecenin 00.30’ydu. Ben araçtan indiğim esnada arabayı kullanan adam kendi isteğimle geldiğime dair polise bilgi vermemi istedi. Ben de tamam dedim. Daha sonra ifadede kendi isteğimle gittiğimi söyledim. Evet, kendi isteğimle gittim, çünkü ben o esnada uyuşturucu kullanmıştım. Ne yaptığımı bilmiyordum. Karakolda onlardan şikayetçi olmadım.

“Adım artık Asena’ydı”

Karakolda ifadem alındıktan sonra ‘Kristal Gazino’ diye bir yere gittik. Gittiğimizde bir masaya oturduk. Orada müşterileri ile ilgilenen kadınları izlememi istediler. Sabaha kadar gazinoda kızları izledim, nasıl çalıştıklarına baktım. O esnada bütün kızlar yanıma geldi ve bana, ‘Nasıl buraya düştün, kim seni düşürdü? ‘ diye sordular. Yolda gelirken adamlar bana, ‘Herkese şöyle söyleyeceksin: Evlendim, boşandım, bir evladım vardı onu kaybettikten sonra psikolojim bozuldu. Ailem beni kabul etmedi, beni reddetti. Ben de kendimi burada buldum diyeceksin’ dediler. Benim adım orada T. değildi bana takma isim takmışlardı. ‘Senin bundan sonra ismin Asena, ölene kadar buradasın ve bu isimle yaşayacaksın’ dediler.”

“Ailelerimizi gizli numaradan arıyorduk”

Daha sonra kalması için bir pansiyona götürüldüğünü sözlerine ekleyen T., orada 5 kadının olduğunu ve herkesin kendisine ait odasının olduğunu söyledi. Her yerde korumaların olduğunu belirten T. konuşmasına şöyle devam etti: “Korumalar lavaboya çıktığımda bile peşimdelerdi. Tek başımıza bir yere çıkmamıza izin vermiyorlardı. Kendileri gazinodan alıp, pansiyona bırakıyorlardı. Pansiyondan alıp gazinoya bırakıyorlardı. Farklı insanlar görmemize izin vermiyorlardı. Pansiyon ve gazino birbirine çok yakındı. Ancak araba ile alınıp, araba ile bırakılıyorduk. Ben oradan çıkmak istiyordum. Ancak cesaret edemiyordum. Her gün bizi ailemizle telefonda görüştürüyorlardı. Gizli numaradan ve hoparlörü açmamızı istiyorlardı. Yerimizin iyi olduğunu, ve bizi aramamaları gerektiğini söylememizi istiyorlardı. Ben de ailemle böyle konuşuyordum. Orada bir kadın vardı. Gizli telefon kullanıyordu. Bana, ‘sana yardım edeceğim ama sen de bana yardım edersen beraber buradan çıkarız’ demişti. Ben ilk etapta korktum. Acaba mekanın sahibi mi onu göndermiş diye.

“Sizin ancak buradan ölünüz çıkar”

Ancak o kadın 4 ya da 5 Ekim’de benden annemin telefon numarasını istedi. Ben de verdim. Bana, ‘ben dışarıda olay çıkaracağım herkes dışarıya koşarken, sen ailenle konuş’ dedi. Telefonu kendi odasına bıraktı. Ben annemi aradım. Nerede olduğumu ve beni kurtarması gerektiğini söyledim. Ama annemler bana inanmadı. Çünkü yanımda birilerinin olduğunu sandılar. Sonra ben telefonu kapatıp, dışarıya çıktım. Bana yardım eden kadın kavga ettiği için eve gitmek istedi. Eve gitmek istediği için saçını kazıdılar. ‘Sen eve gidemezsin, sizin ancak buradan ölünüz çıkar’ dediler. Benim psikolojim alt üst oldu. Kızları sürekli dövüyorlardı. Uyuşturucu kullanıyorlardı. Ben de korktuğumdan kaynaklı sesimi çıkaramadım. Çok kötü bir ortamdı.”

“Cesaret hapı veriliyordu”

Annesi ile yaptığı telefon görüşmesinin üzerinden birkaç günün geçtiğini kaydeden T. uyuşturucu kullanmaya devam ettiğini söyledi. Kendilerine kıyafetlerin getirildiğinin altını çizen T. sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kendileri giydiriyordu, kombini, saç-makyajı kendileri yapıyordu. Akşam 20.00’de pansiyondan alıp, gazinoya bırakıyorlardı. Müşteriler geliyordu, hepsine selam veriyorduk. Her ne yaşamışsak yaşayalım müşterilere gülmek zorundaydık, çünkü onları eğlendirmek gerekiyordu. Bütün bunları yapalım diye bize ‘Cesaret hapı’ veriyorlardı. Bizim orada bir şey içmemize izin vermiyorlardı. Müşteri isteyene kadar. Sabahın 04.00’üne kadar orada çalışıyorduk. Daha sonra pansiyona götürülüyorduk. Bir gün ben oradan çıkmak istedim. Beni darp ettiler. Bana, ‘H. 50 bin TL göndersin, seni bırakalım. Biz senin karşılığında para verdik. Sen buraya satıldın’ gibi sözler söylediler.

“Zorla tutulduğumu söyledim”

Ben o gün tekrardan gazinoya götürüldüm, çok kötüydüm. Sadece müşterilere selam verdim. Sonra bir müşterinin dikkatini çekmişti. Beni masasına çağırdı. Neden öyle olduğumu sordu. Orada bulunmak istemediğimi söyledim. Bana yardım edebileceğini söyledi. İnanmadım korktum. Kimliğini bana verdi. Ben de kimliğimi ona verdim. Sonra ona kimliğimi verdiğimi görmüşlerdi. Adamı dışarıya çıkardılar bana da kızdılar. O olaydan sonra beni bir yere çıkarmadılar. Adam numarasını yazıp çantama koymuştu. Ben onu oradan alıp sakladım. Daha sonra orada bulunanlara annemle konuşmak istediğimi söyledim. O adamın numarasını aradım. Ancak gizli numaralara kapalıydı. İki gün boyunca çalışmadım. Benim gazinoya gitmediğim gün o adam tekrardan gelmişti. Daha sonra benim çalıştığım bir gün polisler orayı bastı. Zorla tutulduğumu söyledim.

“Polisler şikayetçi olmamı istemedi”

Beni alıp karakola götürdüler. Anneme ulaşmaya çalıştım ulaşamadım. Sonra o adamı aradım, yardım etmesi için ancak o da şehir dışında olduğunu söyledi. Polisler bana gazinoda yaşadıklarım için ‘boş ver şikayetçi olma mahkeme ile mi uğraşacaksın? Git evine’ diye uyarıda bulundu. Şikayetçi olmama izin vermediler. Ben de şikayetçi olamadım. Ancak daha sonra bir şekilde ailemin yanına gittim. Şu an ailemin yanındayım ancak ben bu bataklıktan kurtulmak istiyorum.”

“Adam yeni öldürülmüştü”

T. konuşmasının devamında önemli bir bilgiyi de ajansımızla paylaştı. T. yaşadıklarına sebep olan H.T. adlı erkeğin arkadaşı ‘Kirve’ M.T. adlı erkeğin bir çok kişiyi ateşli silahla vurduğunu ifade ederek, “Defalarca kez yanımızda birçok kişiyi vurdular. Bunların polis arkadaşı var ismi Ahmet’ti. Ama kendi ismi olup olmadığını bilmiyorum. Ahmet onların dosyalarını kapattırıyordu. Biz bir gün H.’nin evinde oturuyorduk. O polis Ahmet de yanımızdaydı. M.T. geldi dışarıdan soluk soluğaydı, ‘İş tamamdır. Ahmet, sen de buradan gitmeden önce dosyayı kapatacaksın. Katillerin bulunamadığına dair’ Ahmet’in tayini çıktığından kaynaklı böyle söylediler. Ahmet de bunun karşılığında para alıyordu. Öldürdükleri adamın fotoğrafını gösterdiler. Bir dereye atmışlardı. Fotoğraf M.T.’de vardı. Onun için kadeh kaldırıp ‘bu adamın katili kim? Biz’ diye bağırıyorlardı. Fotoğrafta adam yüz üstüydü. O adam yeni öldürülmüştü. Haberlerde çıkmamıştı.

Telefonlarımızı ellerimizden alıyorlardı

Yaptıkları şeyler ortaya çıkmasın diye hem benim hem de kendilerinin telefon numaralarını değiştirdiler. Telefon aldılar bana. Bize şantaj yapmak için gönderdikleri fotoğraf ve görüntülerden sonra bizi yanlarına çağırıyorlardı, ‘gelin ortam yapılacak. Mal satılacak, müşteri geldi’ gibi şeyler söylüyorlardı. Biz de korktuğumuzdan kaynaklı gidiyorduk. Oraya gittiğimizde telefonları elimizden alıyorlardı. Mesajları, görüntüleri, fotoğrafları her şeyi siliyorlardı. Elazığ’da gazinoda çalışan kadınların parası ile ilgilenen biri var Ankara’dan. Menejer olarak herkes onu bilir. Benim gazinodan kaçtığım gün anneme mesaj atmıştı: ‘kızınız 155 yaptı. Bilginiz olsun’ diye kendisini kahraman olarak ilan etmek istemiş ancak asıl bu işleri çeviren oydu” şeklinde konuştu.

Paylaş

İlgili Yazılar