Tutuklu kadınlara kart gönderildi

Kadından Haber- Mersin Kadın Platformu ve İHD Kadın Komisyonu, 25 Kasım sebebiyle tutuklu kadınlara dayanışma kartı yolladı.

Fatoş Sarıkaya- İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi’nde bir araya gelen Mersin Kadın Platformu üyeleri ve HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, tutuklu kadınlara mektup ve kart yazdı. Burada yapılan basın açıklamasında İHD Eşbaşkanı Zeynep Benli, cezaevlerinde kadınların hak ihlallerine uğradığını söyleyerek, “Bu durumla ilgili olarak kurumumuza başvurular yapılmaktadır. İhlal vakaları gerek cezaevi içerisinde gerekse sevkler esnasında kolluk tarafından gerçekleştirildiği belirtilmektedir. Derneğimize, kadın mahpuslar tarafından yapılan başvurularda; çıplak aramaya maruz bırakıldıkları, çıplak arama ile yüz yüze kalmamak için sağlık hizmetlerinden yararlanamadıkları, doktor muayenesi sırasında güvenlik görevlilerinin de yanlarında kalmakta ısrar ettikleri, Hipokrat yemini etmiş doktorların buna göz yummaları nedeniyle muayene olmaktan vazgeçtikleri gözlenmiştir. Ancak bu ihlal vakalarında yapılan başvurular ‘Kovuşturma ve soruşturmaya gerek yoktur’ denilerek işlem yapılmamaktadır. Ayrıca mahpus çocuklu annelerin yaşamış oldukları sorunlara çözüm üretilmemektedir.” dedi.

“Kadınlar hayatın her alanında şiddete uğruyor”

Kadınlara yönelik şiddetin hayatın pek çok alanına yayıldığını dile getiren Zeynep Benli, şiddetin en çok evde meydana geldiğini belirterek, “Kadınlar çoğunlukla en yakınları tarafından şiddet görmekte, tacize, istismara uğramakta ve katledilmektedirler. Yüzlerce kadın şiddete uğramakta ve bunun büyük bir kısmı kayıt altına alınamamaktadır. Kadınlar uğradıkları şiddeti güvenlik  güçlerine  şikayet etmelerine rağmen  herhangi bir çözüm bulamadıkları gibi  egemen kültürün yansıması olarak ötekileştirildikleri tutumla karşılaşmaktadırlar. Şiddete uğrayan kadınlar güvenlik güçlerince evlerine gönderilmekte, tekrar şiddet gördüğü alana  döndüğünde ise  ölümle yüz yüze kalmasına neden olmaktadırlar. İyi hal indirimleri, haksız tahrik gibi gerekçelerle failler adeta ödüllendirilmektedir. Kadın sığınma evleri yeterli olmadığından ihtiyaca cevap vermemektedir.” şeklinde konuştu.

LGBTİ+’lara ve mülteci kadınlara uygulanan şiddet görünür kılınmıyor

LGBTİ+’ların nefret suçlarına maruz kalmaya devam ettiğine de değinen Benli, ” Türkiye’de yasal anlamda cinsiyet kimliğine dayalı bir ayrımcılık olmamasına rağmen yasalar bu yönde uygulanmıyor. LGBTİ+’ların yaşadıkları ayrımcılık ve nefret suçlarında failin cezasız bırakıldığı örnekler oldukça fazladır. LGBTİ+’lar ile ilgili toplantı gösteri ve etkinlikler “kamu güvenliği, insanları kinle düşmanlığa sevk etme riski, kamu düzeni, suçun önlenmesi, başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak” gibi soyut gerekçelerle düzenli olarak yasaklanmaktadır. Mülteci kadınların da maruz kaldıkları şiddet, dil problemi, işini kaybetme riski, sınır dışı edilme olasılığı, şiddet görme korkusu ve başka pek çok nedenlerden dolayı yargıya taşınamamaktadır. Yargıya taşınabilen durumlarda ise cezasızlık politikası devreye girmektedir. Nadira Kadirova cinayeti  bunun somut örneğidir.” ifadelerini kullandı.

İHD’ye bir ayda 37 kadın başvurdu

Kasım ayında İHD’ye yapılan başvurulardan 37’sinin kadın başvurusu olduğunu söyleyen Zeynep Benli şunları söyledi: Derneğimize kadın cezaevlerinden hak ihlalleri, mobbing, vatandaşlıktan çıkarılma, çocuk kavgası, çocuk istismarı, tehdit, intihar, LGBTİ+’lar, hasta çocuklar, şiddete maruz kalma, hak ihlali, İstanbul Sözleşmesi basın açıklamasından alınan cezalar ve kolluk baskınlarında çocukların rahatsızlığı ile ilgili başvurular geldi.

Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesine ve Bunlarla Mücadeleye dair sözleşme” olan İstanbul Sözleşmesi 2011 yılında tüm partilerin ortak olarak imzalanmasına rağmen, tek kişinin imzası ile hukuksuz bir şekilde geri çekilerek hükümsüz sayılmıştır.

Kadına yönelik şiddete karşı en etkili yolun kadınların mücadelesi olduğunu ve bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğimizi, ‘İstanbul Sözleşmesi’ bizim demekten vazgeçmeyeceğimizi belirtiyoruz.

Biz kadınlar eşitlik, özgürlük ve daha iyi bir yaşam taleplerimizden, doğuştan gelen haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Toplumsal yaşamın her alanında varız demeye, haklarımız için yüksek sesle haykırmaya, mücadelemizde kararlı olduğumuzu vurgulamaya devam edeceğiz.

Paylaş

İlgili Yazılar