Yeni yolların başında, yeni eşiklerde…

İktidarın gücüne karşı Feminist Tahayyül

İktidarın en büyük kötülüğü belki de muhalefet etmenin repertuarını da belirleme gücünde yatıyor. Muhalefet etmenin ufku mevcut sorunların sığasına göre daralmış, dağarcığı buna göre sığlaşmış oluyor. 

(Murathan Mungan, İktidar Çeşitlerinin Etrafında – Devam Ağacı, 2021)[i]

Murathan Mungan’ın bu satırlarını okuduğumda, tam da 25 Kasım’ın arifesinde, gözümün önüne eylemlerde öldürülen kadınların resimlerini taşıyışımız geliyor. Sonra sloganlarımız; ‘Öldüren sevgi İstemiyoruz!’, ‘Erkek adalet değil, gerçek adalet!’, ‘Kadınlara değil, katillere barikat!’ … Tespitlerimiz çok gerçek, taleplerimiz çok meşru. Bizler bu cins kırımına, bu yoğun sistemli saldırıya ve katliama karşı omuz omuza, durmaksızın, soluk dahi almadan mücadele ediyoruz.

Peki neden zaman zaman çaresiz hissediyorum kendimi? Acaba politikamız, yer yer iktidarın belirlediği repertuara mı sıkışıyor? Orada nefes alacak yer mi kalmıyor? Ötesine geçmenin zamanı geldi sanki…

Bir müddettir kendimizi sık sık, bir eylem, bir tepki verirken nasıl bir dil kullanacağımızı, neyi vurgulamaya ihtiyacımız olduğunu konuşurken buluyoruz. Belli ki artık yeni yollar açılıyor önümüzde.. Yeni biçimler, yeni yöntemler ve belki de yeni bir dünya hayali… Feminizmin teori ve pratiği birlikte yürüten o canlı hali, bize yeni yolları işaret ediyor. Neyi istemediğimizi, neye karşı olduğumuzu söylemenin yanında, feminizm artık bize; neyi hayal ettiğimizi ve neyi kuracağımızı bilmemizi sağlayacak, kuracağımız bu Yeni Dünyayı somutlaştırmamızı sağlayacak yeni patikaları, yeni düşünme biçimlerini işaret ediyor.

Yeni yollar denince aklıma hemen bell hooks’un tanımlaması gelir. hooks, ihtiyacımız olanın alternatif yaratabilen, tutkulu, umut dolu, vaatleri olan, özgürleştirici bakışlara sahip, vizyon sahibi bir feminist tahayyül olduğunu söyler.

Şiddetle mücadelenin o yoğun, koyu ve ağır sisi bir yandan bizi sersemletmeye çalışırken, bizler mücadelenin sürekliliği ve kalıcı ve güçlü bir kadın dayanışması için durmaksızın çalışıyoruz. Bu yolda, nefes alacağımız, güçleneceğimiz, kendimizi onarabileceğimiz, erotik özümüze ve neşemize sahip çıkabileceğimiz[ii] o çıkış kapısı bu feminist tahayyülde yatıyor.

bell hooks’un açtığı yol

Tam da bu kapıyı aralamak için Mersin’de bir grup feminist, Duygu Yoldaşlığı[iii] kitabını okuyarak, hooks’un açtığı yoldan biraz gitmeye, bu yolları keşfetmeye niyetlendik. Bu okuma ve tartışma süreci, bizler için hem deneyimlerimizi paylaştığımız besleyici bir alana, hem de kendi içimize doğru yol almaya cesaret ettiğimiz bir sürece dönüştü. Yani bir bakıma, hooks’un dünyayı yeniden kurmaya kendimizden başlama çağrısının arkasından gittik. 

Daha önce onu okuyanlar, dilinin hem yoğun hem tutkulu hem de devrimci coşkuyu barındırdığını ama aynı zamanda ‘biz’e çuvaldızı batırmaktan asla imtina etmediğini bilirler. Bu kitapta, böylesi dil aracılığı ile hooks bize birkaç başlıkta temelden sorular soruyor. Bu başlıkların her biri birer yazının hatta dosyanın konusu olabileceği için buraya yalnızca soruları bırakıyorum:

  • Sevgi nedir? Sevmeyi nereden öğreniyoruz? Sevgi kimin işidir? Sevgi, kendiliğinden oluşan bir şey midir? Ataerkil kültür sevgi kavramını eğip bükerek, istediği şekle sokarak ne elde eder?
  • Sevme ve sevilme hakkımıza sahip çıkabiliyor muyuz? Sevme ve sevilme hakkımızı gasp etmek ataerkinin ne işine yarar?
  • Ataerki, kadınlarla ve erkeklerle hangi pazarlıkları yapar ve kendi sürekliliğini nasıl garanti altına alır?
  • Kadınlar olarak sevgi ile ilişkimiz nasıl? Kendimizle, genç/yaşlı diğer kadınlarla, erkeklerle ve diğer herkesle kurduğumuz ilişkiler nasıl? Ataerkinin bize sunduğunun ötesinde sevgi ve ilişki biçimleri mümkün mü?
  • “Sevgisizlik kültürü”, “ataerki”, “ataerkil erkeklik” ve “şiddet” arasında nasıl bir ilişki var?

hooks, bu sorular üzerine düşündükçe ve yol aldıkça “kadın nesillerini kalıcı sevgiden oluşan güçlü bağlarla birbirine bağlayan, zamana ve yüzyıllara dayanan bir dayanışma” kurabileceğimizden bahseder.  Benim için, böylesi dayanışmanın hayallerini kurmaya başlamak bile umut dolu! hooks’un ve pratiğimizin cebime bıraktığı bu sorularla, aklımda bu dayanışmanın umudu ile yeni yolların başındayım. Nefes aldıran kapıların eşiğinde dururken kapatıyorum bu yazıyı. Yeni, şiddetsiz, sömürüsüz o dünyanın kapsamlı bir hayalini kurmaya başlamak dahi bu ataerkil sistemi sarsacak, biliyorum.


[i] Murathan Mungan, son kitabı olan Devam Ağacında, yeni yollar için bizi düşünmeye, hayal kurmaya ve çalışmaya başlamaya davet ediyor. (Murathan Mungan, devam Ağacı, Ekim 2021, Metis Yayınları)

[ii] Audre Lorde, Erotiğin Olanakları, https://www.5harfliler.com/erotigin-olanaklari/   (son ulaşılma tarih: 13.12.2021)

[iii] bell hooks, Duygu yoldaşlığı – Kadınların Sevgi Arayışı, BGST Yayınları

[1] Bu yazı yazıldığında henüz bell hooks’un aramızdan ayrıldığı haberini almamıştık. Önümüzde karşılaşacağım, birlikte büyüyeceğim ve ilham alacağım daha çok yazısı ve fikri bana ulaşacak diye düşünüyordum. Şimdi onu uğurlamanın hüznü ve kaybımızın acısı var içimizde. İyi ki yollarımız kesişmiş bell, iyi ki buralara kadar ulaşmış sesin. Güzelliğin ve devrimciliğin daim olsun..

[1] Murathan Mungan, son kitabı olan Devam Ağacında, yeni yollar için bizi düşünmeye, hayal kurmaya ve çalışmaya başlamaya davet ediyor. (Murathan Mungan, devam Ağacı, Ekim 2021, Metis Yayınları)

[1] Audre Lorde, Erotiğin Olanakları, https://www.5harfliler.com/erotigin-olanaklari/   (son ulaşılma tarih: 13.12.2021) [1] bell hooks, Duygu yoldaşlığı – Kadınların Sevgi Arayışı, BGST Yayınları

Paylaş

İlgili Yazılar