Engellememiş mi o zaman kovuşturmayın savuşturun!

İçinde bulunduğumuz çağ için ağzını açan dijital çağ, milenyum çağı gibi tanımlamalar ya da ön isimler bulabiliyor. Lakin söz konusu insan hakları ihlali, kadına yönelik şiddet ise anti modern uygulamaların zirveye ulaşması bizi şaşırtmıyor.  Ama bunu kanıksamayı ya da buna razı olmayı da kabul etmiyoruz. Özellikle de kanıksamamız beklenen, önem vermememiz gerektiği telkin edilen şiddet biçimleri karşısında hak ve hareket alanımızı genişletmeye çalışıyoruz.

Geçtiğimiz günlerde, sosyal medyayı aktif olarak kullanan, fenomen haline gelmiş bir kadının İzmir’de dijital şiddet konulu şikayeti ‘profilin herkese açık gizleseydin’ denilerek kovuşturmaya yer yok kararı ile reddedildi. Çünkü şiddet biçimleri tanımlamaları içinde cinsel, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet yer alırken dijital şiddet bunların arasında özellikle kanuni yaptırım bakımından geri plana atılıyor. Ki bu tanımlamayı daha net biçimiyle yapmak gerekirse toplumsal cinsiyete dayalı dijital şiddet kavramını kullanmamız doğru olacaktır.

Sosyal medyada aktif olan, internet ağlarını kullanan milyonlarca insan gibi sıkça kullanan kadınlar ve LGBTİ+lar cinsiyetlerine, kimliklerine ya da cinsel yönelimlerine dayalı olarak dijital şiddete maruz bırakılıyor. Ancak dijital şiddetin ‘yeteri’ kadar hasar bırakmadığı düşünülüyor olsa gerek ki ne müdahale ne caydırıcı kanunlar ne de cezalandırma konusunda geçerli çözümler üretilmiyor.

Gerçek hayat, sanal ortam ayrımı yapılıyor olabilir ancak şiddetin biçimleri de bu ayrıma göre şekil değiştirebiliyor. Hatta biçimi itibariyle psikolojik şiddet ögelerini yoğun olarak içinde barındırıyor. Kanuni olarak bu konu hakkında yeterli önem verilmediği gibi bunlar yaşandığında toplumsal olarak verilen tepki ‘ o da engelleseymiş, profili neden gizli değilmiş, yarı çıplak pozlar atmasaymış, tahrik edici tweetler paylaşmasaymış’ şeklinde olup, fiziksel ya da cinsel şiddete uğradığımızda duyduğumuz ‘o saatte orada ne işi varmış’ cümlesinden hiç de farklı olmuyor.

Dijital şiddetin ‘gerçek’ dünyada yaşanan şiddetten farklı ya da ayrı bir kavram olmadığının kabul görüp, diğer şiddet biçimleriyle aynı derecede önemle karşılanmalı. Toplumsal cinsiyet yargıları her alanda karşımıza çıktığı gibi eşitsizlik ve cinsiyetçilik de dijital ortamın her noktasında bizleri buluyor. Tüm bunlara karşı alınması gereken en temel önlem ve mücadele şiddetin kaynağının, türünün feminist bir perspektif ile ele alınıp değerlendirilmesi olacaktır.

Binlerce kadın farklı sosyal medya ortamında siber zorbalık, ısrarlı takip, teşhircilik, tehdit, şantaj ile karşılaşıyor. Bunu şikayet edip adli makamlara ya da bilişim suçlarına başvurduğunda ise verdiğimiz son örnek gibi çeşitli bahanelerle savuşturulabiliyor. ‘Bu şiddet türü kabul ediliyorsa erkekler de buna maruz kalabilir’ diyerek toplumsal cinsiyet temelli oluşundan uzaklaştırmaya çalışan, çoğunluğu erk’likle bezenmiş kesimlerin ise tüm dünyada kadınların siber şiddete uğrama oranının erkeklere göre 27 kat fazla olduğundan bi haber olduğunu düşünmeliyiz sanırım.

TCK’ya göre cezalandırmalar ise huzur ve sükunu bozma, haberleşme gizliliğinin ihlali, özel hayatın gizliliğinin ihlali gibi çatı maddeler altında değerlendiriliyor. En basit haliyle yapabileceklerimiz ise failin kimliğini belirleme imkanı varsa belirleyebilmek, olayları belgelemek, ekran görüntüsü almak, taciz edici davranışı raporlamak olabilir. Faili teşhir etme kararı ise birçok biçimde yapılabilir. E demiştik; uykularınız kaçsın, ne zaman ifşa edilirim diye.

Taciz edildiğimiz, şiddete uğradığımız, ısrarlı takiple ve tehditle karşılaştığımız için bizim değil sizin uykularınız kaçacak. Engelleseydin, hesabını kapatsaydın diyenler değil, şiddet failini işaret edip dayanışanlar birlikteliğin gücünü hissedecek. Uğradığı siber zorbalığı şiddet olarak tanımlayamamış, şiddetin bu türünün kaynağını keşfedememiş herkes için birlikte güçlü, birbirini bilinçlendiren yerdeyiz. Buna cüret edenlere karşı bu güçle direngeniz. Rahatsız ediyorsa bunları söylememiz e okumasaymışsın sen de.

Paylaş

İlgili Yazılar